Gazzeli küçük bir çocuğun şu sözleri, sessiz kalan dünyaya bir tokat gibi indi: "Biz ölüyoruz,siz izliyorsunuz..."
Yıllardır Batı, Filistin topraklarında işlenen insanlık suçlarını sadece izledi. Bu suçların faili İsrail olsa da esas sahipleri ABD'nin başını çektiği "Batımedeniyeti"ydi.
Dünyanın dört bir yanında sürekli çatışmayı körükleyen bir "medeniyetti" bu... Çıkarları için o çatışmaları körükleyen ve İsrail'i o bölgeye bir hançer gibi saplayan da onlardı.
Geriye dönüp bakın, son 150 yılın her adımında onlar var. İşgalleriyle, katliamlarıyla, suikastlarıyla, ekonomik tetikçileriyle bölgeyi kan gölüne çevirdiler. Darbe yapmadıkları, tehdit etmedikleri, karıştırmadıkları ülke kalmadı.
Bunu da başta ABD olmak üzere hiçbiri saklamadı. Görmek istemeyenler olsa da birçok siyasetçi, aydın bu gerçekleri gördü.
Çok uzağa gitmeye gerek yok, 70'li yılların sonunda bile bu gerçekler ortadaydı. Bakın bugünlerde tezkereye imza vermeyen CHP'nin önemli isimlerinden rahmetli Prof.Besim Üstünel, o günlerde gözünü Ortadoğu'ya diken ABD'ye neler söylüyor: "ABD'li meslektaşım,Türkiye'nin Arap ülkeleriyleyakınlaşma politikasınıanlamakta güçlük çekiyor.Bunun yerine kendisineABD'nin uyguladığı İsrail,Yunan lobilerine dayalıpolitikasını yorumlamasınısalık veririm. Çünkü ABD,İsrail'in yanlış politikasınısürdürmekte, İran'dakietnik grupları kışkırtmakta,Irak'ı parçalamayıamaçlamaktadır. Bu politikayısürdürürse, ABD'ninkayıpları da artacaktır."
Ne kadar da bugüne benziyor. O günlerde Filistin Kurtuluş Örgütü lideri YaserArafat'ın söyledikleri de farklı değil: "Amerika, İsrail'inArap dünyasına yöneliksaldırgan emellerine gözyummakla kalmamakta,İran'daki kalesini yitirdiktensonra İsrail'le beraberOrtadoğu'da yeni biretki alanı yaratmaya çalışmaktadır.Bunu ortak birplana bağlamışlar. Litaniadı verilen bu plana göreOrtadoğu ülkeleri yenisavaşa bulaştırılacak, buarada FKÖ de ortadan kaldırılacaktır."
Bugün de aynı şey Hamas için yapılıyor. ABD daha o tarihte yani 1979 yılında FKÖ'yü yok etmek, İran'ı karıştırmak, Irak'ı parçalamak istediğini açık açık söylüyor. Bunların önemli bir kısmını da sonraki yıllarda gerçekleştirdi. Hatta o tarihte ABD'nin 110 bin kişilik, 234 C-141 uçağı, 70 C-5 uçağı olan "QuikAlert Forse" diye bir Yıldırım Ordusu kurduğu, Ortadoğu ve Doğu Akdeniz'i denetim altında tutmak istediği biliniyor.
Gerekçeleri de hiç değişmiyor: "İsrail'in topyekûn biraskeri yenilgiye uğramasınaasla olanak bırakmayacağız."
Şimdi de büyük uçak gemileriyle geliyorlar... Bu kirli hesabın içine Türkiye'yi katmışlar ki, daha birkaç gün önce ABD Başkanı Biden açık açık Türkiye'yi tehdit etti: "Türkiye, ABD'nin ulusalgüvenlik ve dış politikasınaalışılmadık veolağanüstü derecede tehditoluşturmaya devametmektedir."
Gördüğünüz gibi ABD'nin asıl derdi emperyalist emellerini gerçekleştirmek. İsrail de bunun bir bahanesi...
Tıpkı Ortadoğu uzmanı yazar SüleymanArslantaş'ın söylediği gibi: "Aslında İsrail bizatihibir devlet de değil, izafi birdevlettir. Ağababalarınındesteğiyle ayakta durmaktave kurulduğundan buyana da vekâlet savaşlarıyapmaktadır. O nedenledirki ağababaları İsrail'inüzerinden birazcık elleriniçekerlerse İsrail'in güvenlikdoktrininin de, silahlıgücünün de, istihbaratgücünün de abartıldığıkadar olmadığı görülür."
İşin küresel ticaret yolları ve enerji koridorları boyutu da var ama anlaşılan o ki ABD, Suriye'deki PKK-YPG üzerinden yeni bir bahane peşinde. Dikkatli olmakta yarar var.
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.