CHP'liler yine içi boş, siyasi ekseni olmayan bir "koltuk" kavgasına tutuşmuş durumda. Kılıçdaroğlu siyasetini 13 yıldır sorgulamayanlar, şimdi onu şeytanlaştırarak, bütün günahların müsebbibi ilan ederken aslında kendi suç ortaklıklarını, siyasi körlüklerini gizlemeye çalışıyorlar.
Oysa her şey onların gözü önünde ve onların desteğiyle oldu. Kılıçdaroğlu, 2012'den sonraCHP'yi FETÖ'nün kuyruğuna takarkenherkes oradaydı ve hiçbirinizinsesi çıkmadı.
FETÖ'cülerin 17-25 Aralık yargı operasyonuyla ortaya saçtığı yalan belgelere hep birlikte sarıldınız. Ekmeleddin İhsanoğlu'na ve "Herevden bir oyu HDP'ye verin" dendiğinde,"tıpış tıpış" gidip oy verdiniz.
Bu arada bugünlerde topa tutulan Abdüllatif Şener CHP'ye girdiğinde alkışlayanlar da, övgü düzenler de sizdiniz.
Bitmedi, 15 Temmuz işgal ve darbe girişimine karşı halkın verdiği destansı direnişi itibarsızlaştıran "kontrollü darbe" siyasetine de itiraz etmediniz. Bitmedi, hatırlayın 2019 yerelseçimlerinde sağcı İP'in ve PKK-HDPhattının desteğini alıp 11 büyükşehirdebelediye başkanlıklarının kazanılmasıprojesine de hep birlikte destekverdiniz.
O zaman kimsenin aklına "değişim","pişkinlik" veya buraya yazamayacağımithamlar gelmedi.
Ankara'yı, Antalya'yı geçtim, Ekremİmamoğlu İstanbul Büyükşehir BelediyeBaşkanlığı'nı rüyasında görse inanmazdı. Ona İP-HDP desteğiyle seçim kazandırılmasını hep birlikte alkışladınız.
O zaman da kimse çıkıp, "PKK-HDP'yleilişki bize pahalıya maloldu" demedi.
Daha bitmedi, İP, DEVA, Gelecek, DP veya Saadet Partisi'yle Altılı Masa'yı kurup HDP'nin de masanın altına yerleştirilmesine razı oldunuz.
Son 13 yılda CHP yönetimi böyle onlarca siyasi yanlışa imza attı.
Büyük oranda da CHP'li aydınlar, gazeteciler ve akademisyenler buna destek verdi.
Şimdi bütün bu siyasi yanlışlar sorgulanmadan, doğru dürüst analiz edilmeden, "Kemal gitsin, Ekrem gelsin" siyaseti savunuluyor. Bu zihniyet, sadece CHP'yi değil normalleşmesi gereken ülke siyasetini de kilitliyor.
Peki öne çıkan Ekrem İmamoğlu,"Koltuğu bana devret" dışında siyasetenyeni ne söylüyor?
Söylese tartışılır ama söylemiyor ve popülist bir yol izliyor. Çünkü ne Türkiyedünya ilişkisine dair bir siyasi görüşü var ne de 4 yıldır yönettiği İstanbul'da anlamlı bir hikâye yazabildi.
Bırakın iş yapmasını ve hikâye yazmasını, sadece İstanbullu karla boğuşurken İngiliz Büyükelçi'yle yiyeceği yemeği iptal edemeyen bir siyasetçi olarak hafızamıza kazındı ve bunun hesabını da vermedi.
Bu yüzden sadece Kılıçdaroğlu değil, İmamoğlu da Mansur Yavaş da kaybetti.
Bu gerçeği en iyi Kılıçdaroğlu ve yeni ekibi biliyor ki yardımcısı BülentKuşoğlu, "değişim" isteyenlere önce "ortak sorumluluk"u hatırlattı: "Seçim sonuçlarında hepimizinmuhakkak ki eksikleri, sorumluluğuvardır. Biz MYK üyelerinin, GenelBaşkanımızın, Ekrem Bey'in, MansurBey'in, diğer ittifak üyelerinin, hepimizinsorumluluğu vardır. Hepimizinbu sorumluluğu sahiplenmesi, özeleştiriyapması lazım. Zihniyet değişmeden, özeleştiriyapılmadan, sadece Kemal Bey suçlanarakonun gönderilmesiyle aşılacakbir şey değil."
Sonra da İmamoğlu ve Özel'i kastederek,"Çıkın aday olun" diye meydanokudu: "Yani her ikisi de Kemal Bey'inkoltuktan kalkıp onları mı oturtmasınıbekliyor? Adaylarsa, aday olduklarınıresmen açıklarlar. Kurultay sürecide açıklandı, girerler, yarışırlar." Özgür Özel'i bilmem amaİmamoğlu, İstanbul'u kaybedeceği korkusuyaşadığı için aday olmaktan başka şansıyok. Ama korktuğu için de o koltuğa paraşütlegelmek istiyor. Fondaş medya saldırısınınarkasında bu gerçek yatıyor.
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.