Başkan Erdoğan, her konuşmasında "14 Mayıs bir dönüm noktasıdır" diyor.
Gerçekten de 64 milyonu aşan seçmen, tarihi bir tercihle karşı karşıya... 7'li Masa koalisyon partileri de benzer bir misyon yüklemiş seçimlere... Sadece onlar da değil, "Dünyanın enönemli seçimi" diyen küresel güçler de...
Onları kaygılandıran, hatta korkutan bir seçim bu... Bu yüzden pervasızca terör örgütüne açık destek verip talimat gönderiyorlar.
Bakın terör baronlarından Sabri Okne diyor: "Şunu söylemeliyim, şüphesiz birçokkişi, birçok devlet, uluslararasıgüçler, bazen doğrudan ve açık birşekilde, bazen farklı şekillerde yönetimimizehaber gönderdiler, selamlargönderdiler; 'Eğer bir gün eylemsizlik,ateşkes kararı alırsanız biz üzerimizedüşen rolü oynayacağız' dediler."
O rolü en son 7'li Masa'nın oluşmasında ve "milliyetçi" Meral Akşener'i zorla masaya oturtmalarında gördük.
Türkiye, önümüzdeki 14 Mayıs seçimlerine bu siyasi tabloyla gidecek. Seçim de büyük olasılıkla iki aday arasında geçecek: Recep Tayyip Erdoğan ve KemalKılıçdaroğlu...
Uluslararası güçlerin de işin içinde olduğu bu seçimde, dini, etnik veya sosyal her toplumsal kesimi tarihi bir sorumluluk bekliyor.
Bu açıdan Kürt seçmenlerin özellikle Doğu ve Güneydoğu'da verecekleri oy, hem küresel güçlerin destek verdiği teröre ve korku iklimine bir cevap olacak hem de birlikte yaşama iradesine destek.
Kürtler, 31 Mart 2019'da yapılan yerel seçimlerde bunun ilk işaretini verdi ve bölgede çok sayıda belediyeyi AK Parti'nin kazanmasını sağladı.
SETA'dan Hüseyin Alptekin, o sonuçları değerlendirirken şöyle diyordu:
"AK Parti bölgede hâlihazırda sahip olduğu büyükşehir ve il belediyelerinin hiçbirini bölgedeki rakibi HDP'ye kaybetmediği gibi 2014 yerel seçimlerinde HDP'nin kazandığı üç şehrigeri almasını bildi. 31 Mart seçimlerinde Şırnak, Bitlis ve Ağrı'yı AK Parti'ye kaybeden HDP böylece ilk defa belediyeseçimlerini kazandığı illerde kayıplar yaşamış oldu."
Bu sonuçları, "HDP için bölgedeartık tehlikeçanları çalıyor" diye yorumlayan Alptekin, şöyle devam ediyordu: "Kürt vatandaşlarHDP'nin bölgedesürdürdüğüetnik milliyetçilikle arasına mesafekoymuş, PKK-HDP hendek kalkışmasınınfaturasını HDP'ye kesmiştir."
Şimdi önümüzde siyasi argümanların öne çıkacağı önemli bir genel seçim var. Yerel seçimlerden sonra teröre karşı yürütülen kararlı mücadele, Diyarbakır annelerinin sivil direnişi, terörün yaydığı korku siyasetinin geriletilmesi ve kepenklerin kapatılamaması artık bölgede yeni bir döneme işaret ediyor.
Bu tablo Kandil baronlarının da korkulu rüyası olmuş ki, Mustafa Karasu feryat ediyor: "Ne yapacaksanız bir an önceyapın, bu adamlar bizi bitirecek..."
AK Parti ve Cumhur İttifakı bu siyasi zeminde 7'li Masa partileriyle yarışacak. O masa bölgeyi HDP'ye emanet ettiği için yarış yine AK Parti ile HDP arasında geçecek. CHP'de bir kıpırdanma olup olmadığını göreceğiz ama asıl belirleyici olan AK Parti'nin tavrı olacak.
AK Parti'nin bu dönemde hem bölgede hem de büyükşehirlerde güçlü siyasi kimliklere ihtiyacı var. Aday listesi nasıl olur bilemem ama Diyarbakır, Van, Ağrı ve Hakkâri'de HDP-PKK eksenli mahalle baskısına boyun eğmeyen isimler beklentisi bir hayli yüksek.
Diyarbakır'da Galip Ensarioğlu, Ağrı'da HDP'ye fark atarak yüzde 56 oy alan Savcı Sayan veya büyükşehirlerdeki seçmenin gönlünü yazarlığı ve siyasetçi kimliğiyle kazanan Orhan Miroğlu ve Muhsin Kızılkaya bu isimlerin başında geliyor. Bu isimler yeni kuşak gençlerle takviye edilirse, bölgedeki sahici değişim çok daha net ortaya çıkar.
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.