Yıllardır PKK ile kurdurduğu siyasi partiler arasında bir mesafe olmasını tartışıyoruz. Oysa bu mümkündeğil, adı ne olursa olsun opartilerin hepsi PKK'nın gölgesindekuruldu ve baştan sona o partileriÖcalan veya Kandil baronlarıdizayn etti. Bu gerçeği Ahmet Türk bir konuşmasında ETA ve adını çoktandır unuttuğumuz İRA örneğini vererek şöyle açıklıyordu: "O ülkelerde önce partilerkuruldu sonra silahlı örgüt. Bizdeise tersi oldu."
Bu nedenle ne cezaevinden twit atanSelahattin Demirtaş, ne de halen HDPEşbaşkanı olan Pervin Buldan, bırakınPKK'yı kınamayı adını bile negatifbir cümlede geçiremez. Daha doğrusugeçirmek de istemezler. Çünkü onlarda silahların bırakılmasını, şiddetten vazgeçilmesiniistemiyor. Ayrıca PKK'nınkendi içindeki infazları bildikleri için deölümüne korkuyorlar.
Son yıllarda bu öyle bir noktaya geldi ki HDP yönetimi, Kandil'den izin almadan Öcalan'a "selam" bile iletemez oldu.
Önceki gün Gara operasyonu nedeniyle Meclis'te İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Buldan'ın, kaçırılan bir insan için Malatya Milletvekili Öznur Çalık'a; PKK'yı kastederek "Bir süre misafir edip bırakacaklar" dediği sözünü hatırlattı. Buldan, bu sözlerini inkar etse de Kandil'le sık sık görüştüğü gizli saklı değil, geçmiş kayıtlarda mevcut. İmralı'da Öcalan tarafından "Nefertiti" güzellemeleriyle karşılanan Buldan'ın bile bir selamı Kandil'den izin almadan götüremediğine 8 Şubat 2014 tarihli tutanaklarda tanık oluyoruz. Pervin Buldan: Başkanım, sonolarak birkaç kez Necdet Buldan(kayınbiraderi) size özel selam gönderdi. Ama ben Kandil'deki arkadaşlarınbilgisi dışında bunu sizesöylemedim. Son Kandil gidişimizdebu durumu da Heval Cuma'yla( Cemil Bayık) görüştüm. O da busefer söyleyebilirsiniz, hatta bizimde selamımızı söyleyin, buraya gelsingörüşelim dediler." Öcalan: Evet, o neden öyle yaptı? Sorunu neydi? Bana karşı çok saygılıydı.
Selahattin de 24 saat bile geçmeden dayatılanlara boyun eğiyor. Peki HDP yönetimini ve milletvekillerinikim belirliyor? Yinetutanaklardan izleyelim: Öcalan; Kim belirledi bunları. İdris Baluken: Seçim komisyonunun çalışmalarıyla belirlendi. Öcalan: Kimdir bu seçim komisyonundakiler? Bunlar Kandil tarafından mı belirlendi, yoksa siz mi belirlediniz? Sırrı Süreyya Önder: Kandil belirledi. Öcalan: Tamamıyla mı onlar belirledi? Parti Meclisi'nde belirlenmedi mi bu komisyon? Pervin Buldan: Hayır, parti meclisinde ya da MYK'de belirlenmedi. Öcalan: Böyle şey olur mu? Siz niye müdahale etmediniz? Devrimci cesaretiniz mi yok? Beni niye uyarmadınız? Önder: Başkanım yaşanan sıkıntıları size iletmiştik. Öcalan: Kimdir bu seçim komisyonundakiler? İsim verin bana.
Derin sessizlik... Öcalan: Korkmayın, tek bir isim istiyorum.
Yine derin sessizlik. Öcalan: Kim yaptı bu işleri? Sorumlusu kimdir? Bütün sorumlusu Kandil'dir. Ben size benim adıma müdahale edin demiştim. Benim yetkilerimi kullanmalısınız demiştim. Selahattin'e de bunları söylemiştim. Selahattin de buradan gittikten sonra 24 saat bile geçmeden bu dayatılanlara boyun eğiyor. Tablo gerçekten vahim... Partiiçi seçimlerde bile inisiyatif koyamayıpKandil'e boyun eğen HDPdemokratik zemini zehirliyor veşiddeti meşrulaştırıyor. Siyasi partilerşiddete karşı ortak tavır almadanbu tablo değişmez. Peki, bu tabloyu KemalKılıçdaroğlu veya Meral Akşenerbir avuç oy uğruna mı görmezdengeliyor?
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.