CHP’nin Demir Lady’si
O isim önceki gün 97 yaşında yaşama veda etti. Onun, ressam ve edebiyatçı kimliği yanında çok fark edilmese de baskın olan yanı siyasi kimliğiydi.
Hep eşinin yanındaydı ve onun efsaneleşmesinde ciddi katkısı vardı. Çok bilinmiyor ama o yıllarda birçok ilke imza attı. En önemlisi de adında "halk" olduğu halde halktan uzak duran (hâlâ da o hava sürüyor) CHP'yi halkla buluşturmasıydı. O günleri Rahşan Ecevit, Mehmet Çetingüleç'in yazdığı Ecevit'in Anıları kitabında şöyle anlatıyor:
"O zaman CHP adında 'halk' olduğu halde halkla birlikte olmuyordu. Balolar yapıldığında 'Bu davetlerin kapısından baktığımızda içeride halkı göremezsiniz' derdim hep... Sonra Bülent sekreter olduğunda rahatlamıştım. Ev ev dolaştım Ankara'da. Gittiğimiz diğer illerde de dolaştım. Onları çay partilerine davet ettik. Gelenlerin hepsi halktan insanlardı."
Rahşan Ecevit'in siyasete kattığı ilklerden biri de Ecevit posterlerinin parayla satılmasıydı. Onu da şöyle anlatıyor:
"Eşimin genel sekreter olmasıyla birlikte partinin hiç parası olmadığını öğrenmiş oldum. O zamanlar benden hep Ecevit resimleri istenirdi. Bunu para karşılığı yaparsak partiye para sağlarım diye düşündüm. Resimleri bastırdığım matbaada satışa başladım. Baktım iyi gidiyor, hatıra eşyaların üzerine Ecevit resimleri ve partinin amblemini koydum ve o şekilde satmaya başladık.
Epey bir gelirimiz oldu."
Bugün de siyasi çalışmalarda kullanılan parti otobüsü uygulamasını da ilk başlatan Rahşan Ecevit'ti. Böyle başladığı siyasi yaşamını da, 80'lerde DSP başkanlığı ve başkan yardımcılığıyla sürdürdü ama sonunda dönüp dolaşıp yine CHP'ye geldi. Hem eski CHP'yi unuttu, hem de 2 binlerin başında kendilerinin bakan yaptığı Kemal Dervişli dönemde kurulan kumpasları.
O kumpas öylesine etkiliydi ki birkaç yıl sonra kendi evlerindeki bir sohbette Bülent Ecevit, bugün bile CHP'lilerin yere göğe koymadığı Derviş'le ilgili şöyle diyecekti:
"En büyük pişmanlıklarımdan birisidir. O, şeytani hesaplar içerisindeydi." Söz Ecevit'e gelmişken, son günlerin sıcak tartışmaları "Doğu Akdeniz" ve dış politikayla ilgili tespitlerini de aktaralım. Ecevit şapkasını giyerek siyasi yolculuğa çıkan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, "Akdeniz'de ne işimiz var?" derken gerçek Ecevit şöyle diyordu:
"KKTC Türkiye'nin uzantısıdır. Hem Türkiye için hem de Doğu Akdeniz için Kuzey Kıbrıs'ın ne kadar önemli olduğu haritaya bakınca görülür."
Bugün yaşasaydı büyük ihtimalle o da Baykal gibi sürece destek verirdi. Çünkü onun dış politika öngörüsü bugünküyle birebir örtüşüyor:
"Türkiye, bir yandan AB'yle ilişkilerini fazla üstüne düşmeden, yani yalvar yakar durumlara girmeden sürdürmeli. ABD ile de teslim olmadan ilişkileri sürdürmeli ama bununla yetinmemeli. Bunun dışında koskoca bir Asya var, Orta Asya Cumhuriyetleri, Kafkasya var, ayrıca Japonya, Çin, Hindistan ve Rusya var. Bunlar bizim kolayca ilişki kurabileceğimiz, hatta ilişki kurmaya başladığımız önemli ülkeler. (...) Eğer dünyadaki jeopolitik konumunu Türkiye iyi ve sorumluca yönetebilirse, çok kısa sürede çok güçlü bir ülke durumuna gelebilir." Yaşamının son günlerini "yalnız" geçirdiği ve çevresinde eski siyasilerden kimsenin olmadığı biliniyor. CHP içinde de yalnızdı ve yalnız gitti. Allah'tan rahmet diliyorum.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
- Türkiye, Gazze’de nasıl bir rol üstlenecek? (28.11.2024)
- Adliyede Kılıçdaroğlu’na destek verenlerin öfkesi (26.11.2024)
- Genç teğmenler ve organize işler (24.11.2024)
- Netanyahu savaş suçlusu, sıra İsrail’de (23.11.2024)
- Bahçeli’nin ikinci Öcalan çıkışı (22.11.2024)
- İmamoğlu, MYK’dan kimlerin atılmasını istedi? (21.11.2024)
- Trump çöküşü durdurabilir mi? (19.11.2024)
- Türkiye ve Trump’ın ‘Haçlı’ kabinesi (17.11.2024)
- ‘Devlet bir paradigma değiştirdi, bu bir çağrı...’ (16.11.2024)
- Trump, FETÖ okullarını kapatacak mı? (15.11.2024)