CHP panelindeki o kadın kim?
Acaba CHP, soruna ulusal bir pencereden bakıp, yeni bir çıkış yolu mu önerecekti, yoksa bildiğimiz "Afrin'e girme?"vari Türkiye'nin bütün tezlerine karşı mı çıkacaktı?
Ne yazık ki CHP ikincisini seçti ve şaşırtmadı. Çıkan sonuçlara bakınca, ne 10 milyon insanı yurdundan yuvasından eden ve 1 milyona yakın insanı katleden Esad'a laf söyledi, ne PKK aparatıyla bölgeyi işgal eden ABD'ye itiraz etti, ne de Esad kuklasıyla Suriye'nin hakimi gibi davranan İran ve Rusya'nın adını andı.
Onlara göre varsa yoksa tek suçlu Türkiye'ydi. Ama CHP yönetimi bununla da yetinmemiş, tutmuş PKK sevici bir "akademisyen" olan Amy Austin Holmes'i panelist olarak çağırmıştı.
Önceki gün Hasan Basri Yalçın SABAH'taki köşesinde o akademisyenin gerçek yüzünü ortaya koydu. Onun bir PKKPYD hayranı, sosyal medyada yazdıklarıyla da bir Türkiye düşmanı olduğunu gösterdi. Şu söylediklerine bakın. CHP'nin panelisti Türkiye'nin Fırat'ın doğusunda hayata geçirmek istediği güvenli bölgeyi "Türkiye'nin soykırım koridoru" olarak nitelemiş ve açık açık Türkiye'yi Suriye'de soykırım yapmakla suçlamıştı.
Daha vahimi pervasızca şunu öneriyordu: "PKKPYD için Türkiye'nin içinde 30 kilometrelik bir koridor oluşturulmalı"
Şu hale bakın, bunu söyleyen kadın, CHP gibi cumhuriyeti kuran partinin düzenlediği bir panelde konuşmacı. İnanılır gibi değil. Bunun basit bir hata olmadığı, Kılıçdaroğlu yönetiminde "ulusal hassasiyeti" yok edilen CHP'nin, Suriye'den Akdeniz'e uzanan "Afrin'e girmeyin, Akdeniz'de bir tek Türkiye yok" siyasetinin bir uzantısı olduğu çok açık. Bu siyasetin CHP kadrolarında ve geniş Kemalist- Ulusalcı tabanda rahatsızlık yaratmaması mümkün değil. Bu yüzden konferansa çağrılan Holmes isimli terör sevici akademisyen üzerinden belki de ilk kez CHP yönetimine karşı ciddi bir tepki var.
Suriye konferansının parti içinde infial yarattığını söyleyen bir CHP'li şöyle diyor:
"Bu kabul edilemez. CHP gibi cumhuriyeti kuran bir partinin platformunda Türkiye'yi soykırımla suçlayan biri konuşamaz, konuşturulamaz ve CHP buna aracı olamaz. Cumhurbaşkanı Erdoğan'a veya AK Parti'ye karşı olmamız bir iç siyaset meselesi. Oysa Suriye'de Türkiye'nin milli çıkarları söz konusu... Türkiye, ABD'yle üstü örtülü bir savaş halindeyken CHP bunu nasıl yapar? Kimse ulusal güvenliği CHP eliyle tehdit edilecek hale getiremez."
Ecevit'in Kıbrıs çıkarması sırasında izlediği siyaseti hatırlatan CHP'li sözlerini şöyle sürdürüyor:
"Ecevit, Kıbrıs barış hareketinden üç ay önce muhalefet lideri Demirel'e haber vermişti. CHP böyle bir geleneğe sahip bir partidir ve Suriye ile ilgili bir toplantının sıradan bir Tema veya STK toplantısı olmadığını iyi bilir. Suriye meselesi toplumun güvenliğiyle ilgili ulusal bir meseledir. Böyle bir konuda CHP yönetiminin hata yapmaya hakkı yoktur."
CHP tabanından yükselen bu sesi, Esad'ı kurtarmaya, Türkiye'yi de o günaha ortak etmeye çalışan CHP yönetiminin duymayacağı çok açık. Tam da bu yüzden, eğer CHP tabanı gidişata el koymazsa, CHP hiç hesapta olmayan "tehlikeli" bir yere savrulur.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
- Türkiye, Gazze’de nasıl bir rol üstlenecek? (28.11.2024)
- Adliyede Kılıçdaroğlu’na destek verenlerin öfkesi (26.11.2024)
- Genç teğmenler ve organize işler (24.11.2024)
- Netanyahu savaş suçlusu, sıra İsrail’de (23.11.2024)
- Bahçeli’nin ikinci Öcalan çıkışı (22.11.2024)
- İmamoğlu, MYK’dan kimlerin atılmasını istedi? (21.11.2024)
- Trump çöküşü durdurabilir mi? (19.11.2024)
- Türkiye ve Trump’ın ‘Haçlı’ kabinesi (17.11.2024)
- ‘Devlet bir paradigma değiştirdi, bu bir çağrı...’ (16.11.2024)
- Trump, FETÖ okullarını kapatacak mı? (15.11.2024)