Koç gibi Büyükşehir ve CHP
Siyaset mühendislikleriyle bir partiyi veya partileri uzun süre ayakta tutmak da hiç kolay değil.
CHP ve çevresindeki hareketlilik biraz daha farklı... CHPHDP ve İP arasındaki ilişkiler ilkesel olmadığı için nasıl seyredeceği de bilinmiyor. Son kayyım atamasıyla ilk gerilim sinyali, HDP'nin açık açık CHP'yi sokağa davet etmesiyle geldi. CHP bunu kabul etse, HDP'lileşecek, karşı çıksa HDP memnun olmayacak. Tam bir bıçak sırtı durumu. Bu yüzden CHP sözle destek vererek, durumu idare etmeye çalışıyor.
CHP'nin önümüzdeki 4 yılda bu gerilimi atlatması hiç kolay olmayacak. Tabi CHP sadece kendi dışındaki partilerle gerilim yaşamıyor, aynı zamanda parti içinde henüz netleşmemiş ama inceden inceye herkesin hesap yaptığı yeni bir süreç de işliyor. Partide Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu'nun tam hakimiyeti söz konusu olsa da farklı siyasi aktörlerin gelecek hesabı onları yeni pozisyon almaya itiyor.
Bu gerilimli sürecin ana odağını ise İstanbul oluşturuyor. İstanbul'da iki önemli gerilim noktası var; biri İstanbul Büyükşehir Belediyesi yönetimine yapılan atamalar, öteki de CHP İstanbul İl Başkanlığı'yla Başkan Ekrem İmamoğlu'nun ilişkileri...
Süreç sadece kamuoyu tarafından değil, bizzat CHP içi aktörlerce de sessizce izleniyor.
En dikkat çekici nokta ise İstanbul Büyükşehir yönetiminde Koç Grubu ağırlığı.
Daha doğrusu o grup öncülüğünde "İstanbul sermayesi" ittifakı.
Bu da şaşırtıcı değil, çünkü seçim öncesi yazıldı, İmamoğlu'nun bir hayli geçmişe uzanan baba Rahmi Koç, oğulları Ömer ve Ali Koç'la çok "özel ve yakın" bir ilişkisi var. Bu ilişki şimdi açık açık İstanbul Büyükşehir yönetimine de yansıdı ve başta genel sekreter Yavuz Erkut olmak üzere birçok önemli bölüm Koç Grubu'ndan gelen isimlere teslim edildi.
Yönetime atanan 33 kişi içinde farklı sermaye gruplarında ve kamudan gelenler de var ama tablo büyük oranda "Koç ve İstanbul sermayesi ittifakı"ndan oluşuyor.
Bu tablo en çok da CHP içinde rahatsızlık yaratıyor ki Ekrem İmamoğlu bu rahatsızlığı şu sözlerle karşılıyor:
"Benim muhatabım sadece CHP değil, 25 yıl sonra İstanbul'u aldım.
Bunda İYİ Parti'nin, HDP'nin ve SP'nin de katkısı var." Bu siyasi ittifakın gereği yönetime ne kadar yansıdı bilinmiyor ama açık örnek İYİ Parti'nin Gümüşhane Belediye Başkan adayı Mustafa Canlı'nın İstaç Genel Müdürü yapılması. HDP'ye nasıl bir pozisyon verildiği veya verilecek olması ise belli değil.
Şimdi merak edilen İmamoğlu'nun bu tercihinin İstanbul'a ve CHP siyasetine nasıl yansıyacağı... İstanbul'u bekleyeceğiz ama CHP'ye ilişkin ilk ipuçları ortaya çıkmış durumda. Önceki gün Avrasya Gösteri Merkezi'nde CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu, 39 ilçe başkanıyla, İmamoğlu'nun da katıldığı bir toplantı yaptı. İlçe başkanlarının arzusuyla yapılan toplantıya İmamoğlu, İl Başkanı Kaftancıoğlu'ndan 10 dakika geç gelince ortam gerildi. Kaftancıoğlu'nun, "İl başkanı 10 dakika bekletilir mi?" diye tepki göstermesine İmamoğlu sadece tebessüm ederek karşılık verdi. Bu da partide İmamoğlu'nun kimseyi umursamadığı biçiminde yorumlandı. Hatta "İmamoğlu, CHP'lilerden rahatsız yeni parti kurarsa kimse şaşırmasın" diyenler bile oldu.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
- Terör biterse ne öne çıkar? (29.11.2024)
- Türkiye, Gazze’de nasıl bir rol üstlenecek? (28.11.2024)
- Adliyede Kılıçdaroğlu’na destek verenlerin öfkesi (26.11.2024)
- Genç teğmenler ve organize işler (24.11.2024)
- Netanyahu savaş suçlusu, sıra İsrail’de (23.11.2024)
- Bahçeli’nin ikinci Öcalan çıkışı (22.11.2024)
- İmamoğlu, MYK’dan kimlerin atılmasını istedi? (21.11.2024)
- Trump çöküşü durdurabilir mi? (19.11.2024)
- Türkiye ve Trump’ın ‘Haçlı’ kabinesi (17.11.2024)
- ‘Devlet bir paradigma değiştirdi, bu bir çağrı...’ (16.11.2024)