KEREM ALKİN
- 25.04.2025, Cuma
IMF: ‘Eski küresel sistem sıfırlandı’
İlki, yüksek tarifeler ve ticaret savaşları. Trump yönetiminin gerek ilk başkanlık döneminde; ama esas şu anki ikinci başkanlık döneminde hayli geniş bir ülkeler grubuna karşı uyguladığı yüksek gümrük vergisi tarife oranları ve doğal olarak, buna karşılık diğer ülkelerin aldığı önlemler, küresel ticaretin yapısını değiştirmekte ve belirsizlikleri artırmakta. Dünyanın en uzak coğrafyalarına kadar, her ülkenin bir başka ülkeyle çekinmeksizin serbestçe ticaret yapmasını öneren, hatta ısrar eden, ticari bağımlılıktan çekinilmemesi gerektiğini savunan 'küreselleşme 2.0' modeli çöktü. Bu nedenle, küresel ticarette, dost ve müttefik olduğuna kesin kanaat getirdiğin ülkelerle (freindshoring), uluslararası ticarette bölgeselleşme ve yerelleşmenin (nearshoring) ağırlık kazanacağı yeni bir döneme giriyoruz.
İkincisi, neoliberal ekonomi politikalarının terkedildiği, ülkelerin daha tutucu, daha korumacı ekonomi politikalarına yöneldiği, bununla birlikte politika belirsizliğinin de arttığı bir döneme girmiş olmamız. Bunun doğal sonucu olarak, bir dönem öncesinde aralarında güçlü ticaret bağları olan ülkeler arasında (ABD ile Çin, Meksika, AB ve Kanada arasında olduğu gibi) ekonomik ve siyasi gerilimler ve jeopolitik, jeoekonomik belirsizlikler, küresel ekonomik büyümeyi olumsuz yönde etkilemekte. IMF'in son raporunda ve yeni yayınladığı bir raporda OECD'nin altını çizdiği üçüncü bir neden ise, küresel borç girdabının geldiği seviye. Gelişmiş ekonomilerden başlayarak, önde gelen gelişmekte olan ekonomilerde de kamu borçlarının adeta katlanarak artması, hem gelişmiş, hem de gelişmekte olan ülkelerde ekonomik kırılganlıkları artırmakta.
Çok şükür ki, Türkiye, Rusya, sınırlı sayıda önde gelen yükselen ekonomi bu kırılganlığın dışında yer almaktalar. IMF raporunda, bunca belirsizlik ve gerginliğin ortasında, 2025 için küresel büyüme tahminini yüzde 2,8'e düşürmüş durumda. Ayrıca, söz konusu ticaret gerilimleri ve artan jeopolitik belirsizliklerin küresel ticaret büyümesini 2025'te yüzde 1,7'ye düşmesi beklenmekte. Oysa, 2024'teki yüzde 3,8'lik büyümeden cesaret alarak, pek çok uluslararası kurum ve ekonomist küresel ticaret büyümesi için, yüzde 3 ile 3,3 arasında öngörülerini paylaşmışlardı. Yüzde 4 bile diyen vardı. Malum, Dünya Ticaret Teşkilatı geçtiğimiz haftalarda yeni tahminini yüzde 0,2 gerileme olarak açıklamış; ticaret gerilimi daha da sertleşirse, yüzde 0,6 ile 1,5 arası gerileme beklentisine dahi işaret etmişti. IMF, ülkelerin bu belirsizlik ve gerginlik dönemini daha fazla işbirliği, yapısal reformlara ağırlık verme ve borç seviyelerini düşürmeye özen göstermeleri olarak önermekte. Türkiye'nin 2025 büyüme beklentisinin yukarı doğru revize olduğunu da hatırlatalım.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
- Süper güçler kapışırken, ekonomiler zorda (12.12.2025)
- TÜİK’in ‘kalite’ eşiği: Yeni TÜFE (10.12.2025)
- Monroe 2.0 ve ABD’nin Yeni Güvenlik Doktrini (08.12.2025)
- Monroe 2.0 ve Türkiye-ABD ilişkilerinin yeni eşiği (05.12.2025)
- 2026: Büyük ekonomilerin ‘dirençlenme’ yılı (03.12.2025)
- ‘İyiliğin İnşası’nda Türkiye’nin Küresel Rolü (01.12.2025)
- İkame edilemez ülke: Türkiye (28.11.2025)
- Jeopolitik Türbülans ve Ekonominin Güvenliği (26.11.2025)
- Erdoğan’dan tarihi çağrı: ‘Kalkınma Adaletini Güçlendirelim’ (24.11.2025)
- 2030 Rekabet Manifestosu: Yeni Piyasa Düzeni (21.11.2025)