Çok kutuplu ve çok parçalı düzen
Uluslararası uzmanların hayli küçük bir bölümü ise, iki ayrı senaryo üzerinde durmaktalar. İlki, bir kez daha ABD'nin liderliğinde, kabul görmüş uluslararası kurallara dayalı bir küresel düzenin yeniden canlandırılması. Ancak, bu senaryonun geçerli olabilmesi için, ABD'nin son dönemde aşırı taraflı tutumu nedeniyle, bizzat kendi eliyle zarar verdiği çok taraflı sistemi ayakta tutan uluslararası kurallar konusunda yeniden tutum belirlemesi gerekmekte. ABD'nin dünya vatandaşları nezdindeki saygınlığı bu kadar ayaklar altına düşmüşken, ABD'nin repütasyonu için ciddi bir mücadele ortaya koyması gerekiyor. Ancak, temel sorun Vaşington'daki aktörlerin repütasyon konusunu pek de kale almamaları. ABD'nin bile bile 'vahşi kapitalizm' modeline yoğunlaştığını gözlemliyoruz. Başkan Trump'la da bu tutumun değişme olasılığı sıfıra yakın.
İkinci senaryo ise, alternatif bir süper gücün etkisi ve yönetimi altında yeni bir küresel düzene doğru dünyanın yeniden hizalanması. Bu senaryoda şu an için tek olası süper güç Çin gibi gözükse de, Çin'in de uluslararası normlar ve kurallar noktasında sicili parlak değil. Yatırım yaptığı coğrafyalarda Çin'in de 'vahşi kapitalizm' metotları noktasında ABD'den geri kalmadığını görüyoruz. Bu nedenle, Çin'in de saygınlığı kırılgan. Bununla birlikte, Çin'in repütasyonunu düzeltmek konusunda şansı daha güçlü gözüküyor. Ancak, Çin'in mutlaka son dönemde emperyalist izlenimler veren yaklaşımını, metotlarını gözden geçirmesi gerekecek. Dünyada 1. derece ve 2. derece süper güç olarak ifade edilen ABD, AB, Çin, Hindistan, Rusya ve Japonya'dan herhangi birisi alternatif bir süper güç olarak dünyayı yeniden hizalaması bu aşamada hayli zor gözüküyor. 2000'li yılların ilk çeyreğinde, bilhassa AB'nin gerçek bir süper güç olma olasılığını kendi elleriyle yok ettiğine birlikte şahit olduk.
Uluslararası alanda ekonomik, siyasi, ticari veya askeri yönleriyle 1. ve 2. derece süper güç olarak tanımlanan ülkelerin tümünün ciddi zorlukları söz konusu. Ya mali disiplin sorunu, artan bütçe açığı ve kamu borcu yükü, ya siyasi çalkantı ve istikrarsızlığın üzerine binen ekonomik zorluklar, ya hızlı yaşlanma ve yavaşlayan büyüme sendromu, ya da ülkenin bizzat kendisinin gerçek manada gelişmiş bir ekonomi olabilmesi adına, ülke içerisinde en temel değerleri tahkim etmek noktasında hala ciddi çaba gerekiyor olması. Bu nedenle, ABD'ye alternatif yeni bir süper gücün küresel düzeni yeniden hizalaması yakın vadede kolay gözükmüyor. ABD de küresel değerlere yönelik umursamaz tutumu nedeniyle küresel düzeni yeniden hizalamaktan çok uzakta. Bu nedenle, kendimizi çok kutuplu ve çok parçalı bir düzene önümüzdeki 10 yıl için hazırlayalım.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
- AB ancak Türkiye ile ‘yeniden’ süper güç olur (26.02.2025)
- ‘Türkiye Yüzyılı’ için ‘5 Sütunlu’ reform süreci (24.02.2025)
- Türkiye’nin küresel itibarına ‘Erdoğan’ mührü (21.02.2025)
- Yeni ‘Yalta’da ABD, Rusya ve Çin mi olacak? (19.02.2025)
- ‘Trump’ ABD’yi 200 yıl önceye mi taşıyor? (17.02.2025)
- ‘Çok kutuplu’ dünyada doğru ‘müttefik’i bulmak (14.02.2025)
- ‘Milli Şuur’la geleceği inşa etmek (12.02.2025)
- Asrın inşası ihracatımızı da katlayacak (10.02.2025)
- Uluslararası siyasette ‘maskeli balo’ bitti (07.02.2025)
- Trump’ın ‘taktiği’ dünyayı hareketlendirdi (05.02.2025)