ABD ve ‘Yükselenler’ dünyayı taşıyor
OECD'nin 2 Mayıs'ta yayınladığı son ara dönem 'Küresel Ekonomik Görünüm' Raporu, dünya ekonomisine yönelik 2024 yılı küresel büyüme oranı tahminini yükselterek yüzde 3,1 olarak açıkladı. OECD ortalaması ise yüzde 1,7. Türkiye'nin 2024 yılı yukarı revize edilmiş büyüme tahmini ise, OECD ortalamasının iki katı olarak, yüzde 3,4. G7 ülkeleri arasında yüzde 2,6 büyüme beklentisi ile ABD ve G20'nin 'Yükselen' ekonomileri olarak Hindistan, Çin, Endonezya ve Türkiye 2024 yılı küresel büyüme performansına en kritik önemdeki katkıyı sağlayan ülkeler olarak öne çıkıyorlar. ABD ve 'Yükselenler' Avrupa'nın önde gelen ekonomilerinden ve AB'den kaynaklanan yavaşlamayı ciddi ölçüde dengelemekte. Bununla birlikte, küresel kredi ve konut piyasalarında sıkılaşan finansal koşulların da küresel büyüme üzerindeki olumsuz etkisi not alınmakta.
Ayrıca, küresel jeopolitik ve jeoekonomik gerginliklerin küresel ticareti zayıflatıcı etkisi de küresel büyüme performansını aşağıya çekiyor. Bu zorlu tabloya rağmen, Ticaret Bakanlığımızın açıkladığı nisan ayı ihracat verileri, Türk ihracatçısının bu zorlu tabloya direndiğini ve ihracat hacmimizi korumak için 5 kıtada mücadelesini sürdürdüğünü gösteriyor. Kızıldeniz ve Süveyş Kanalı bir yanda, Panama Kanalı bir yanda, nakliye maliyetlerini keskin bir şekilde artırarak ve teslimat sürelerini uzatarak, hem üretim programlarını aksatmış, hem de maliyet-fiyat baskılarını artırmış durumda. Küresel büyümeyi ve küresel ticareti yeniden canlandırmak adına yapısal reformlar ve politikalar konusunda daha fazla kararlılığa ihtiyaç olduğunu belirtiyor OECD. Aynı zamanda da, çok taraflı küresel sisteme duyulan güvenin ve ortak çözüm üretme kapasitesinin de iyileştirilmesi gerekmekte.
Mevcut koşullar, 2024-2030 arası, uzun vadeli büyüme ve yaşam standartlarındaki iyileşme beklentilerinin halen mütevazı olduğuna işaret ediyor. Oysa, küresel ticaretin ihtiyaç duyduğu yeni lojistik koridorları için, temiz ve yenilenebilir enerjiye geçiş için, dünyadaki temiz su kaynaklarının korunması ve biriktirilmesi için, alt ve üst yapı yatırımlarındaki artışı sürdürülebilir kılmak, küresel ölçekte işgücünün ve bilhassa istihdam imkanı bekleyen işsizlerin yeni meslek ve alanlara yönelik becerilerini geliştirmek, yenilikçiliği yoğunlaştırmak gerekiyor. Küresel büyümeyi ivmelendirecek en kritik başlıklarında birisi teknolojik ilerleme. 'Agresif Sanayi Politikaları' ile verimlilik ve üretkenlik artışını teşvik etmek ve bu sayede istihdamı artırmak için daha güçlü politika eylemlerine ihtiyaç var.
Bunun yanı sıra, başarılı ve uygun maliyetli bir 'iklim odaklı' dönüşüm için inovasyon hayati önem taşıyor. Temiz enerji, sıfır karbon, sıfır atık odaklı araştırma çabalarının çoğunluğu halen özel sektörde yürütülmekte. OECD hükümetlere, ulusal yatırım stratejilerine bağlı olarak, bu alanlarda kamu çabalarının arttırılmasını ve reel sektörün daha da cesaretlendirilmesini öneriyor.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
- Sürdürülebilirlik ve refah için kalıcı barış (20.11.2024)
- G20 ve küresel eşitsizlikle etkin mücadele (18.11.2024)
- İklim krizi için 8 trilyon dolar daha lazım (15.11.2024)
- Ya ‘temiz enerji fonu’, ya daha ağır ‘kaos’ (13.11.2024)
- ‘Rasyonelleşme’mi daha derin ‘parçalanma’mı? (11.11.2024)
- 2025 için temel uyarı: ‘Beklenmeyeni Bekleyin’ (08.11.2024)
- 2025 için ‘dirençli ekonomi’ hazırlıkları (06.11.2024)
- 2025’e doğru küresel risk tartışmaları (04.11.2024)
- GOE’ler artık küresel gelişmelerin rehinesi değil (01.11.2024)
- Cumhuriyetimizin bağımsızlık düsturu ve küresel rekabet (30.10.2024)