Yeni gündem ‘Tedarik Risk Yönetimi’
İlki doğal afetler. Deprem, tsunami, mega fırtınalar ve dev su baskınları gibi doğal afetler, afetin gerçekleştiği bölge veya ülkede hem üretimi durdurabiliyor, hem de ülkenin dış ticaretini derinden etkileyebiliyor. Söz konusu doğal afet, büyük deprem, tsunami ve mega fırtına boyutlarında aynı anda birden fazla ülke, geniş bir coğrafya, küresel ticaret ve ulaşım koridorları üzerindeki altyapıda yıkıcı bir etkiye sebep olup,uluslararası ticareti derinden etkileyebiliyor. Bu nedenle, küresel ve bölgesel ölçekte etkisi büyüyen doğal afetlere karşı altyapıyı sağlamlaştırmak ve etkileri bertaraf edecek şekilde alternatif çözümlere hazır olmak artık kritik önemde. Avrupa'da iki sene önce yaşanan kuraklık nehir taşımacılığını neredeyse durma noktasına getirmişti.
İkinci başlık kazalar. Baltimore'daki son kaza, dünyayı şoka uğrattı. Francis ScottKey Köprüsü'nü günde 35 bin kişi kullanmaktaydı ve Doğu yakasının en büyük limanlarından birisi olan Baltimore limanı nedeniyle köprüden yılda 12 milyon araçgeçmekteydi. Baltimore Limanı'nın 15 binden fazla kişiye fazla doğrudan iş sağlamakta ve yaklaşık 140 bin ek işçi de limanın faaliyetlerinden etkilenmekte. Köprü kazası ve limanın kullanılamaması günde 15 milyon dolar kayıp ve Baltimore ve Maryland eyaleti için çok ağır bir ekonomik kayıp anlamına geliyor. Bu nedenle, küresel ticaretin yüzde 90'ının deniz yoluyla taşındığı bir dünyada limanların ve liman girişlerindeki köprülerin altyapı ve üstyapı güvenliği bir kat dana önemli hale geliyor.
Küresel ölçekte, tedarik zinciri ağı üstünde zincirleme etkiye sebep olabilecek bir diğer risk kasıtlı şoklar. Bölgesel gerginlik ve çatışmalar, savaşlar ve terör saldırılarının sebep olabileceği şoklardan söz etmekteyiz. Bu tür kasıtlı şoklar küresel gıda arz güvenliği, küresel enerji arz güvenliği üzerinde de şok edici etkilere sebep olabiliyor. Bu süreçte en büyük tehdit ise, küresel tedarik ağının daha ağır bir şokla karşılaşması adına, küresel tedarik zinciri koridorunun veya stratejik noktaların doğrudan hedeflenmesi, saldırıya uğraması.
Bu da dördüncü risk başlığı olan 'uzun süreli jeopolitik gerilimler'e bağlanıyor. Bu tür gerilimler, ülkeler arasında tek taraflı korumacı önlemler, misilleme niteliğindeki tarifeler veya tek taraflı yaptırımlara dayalı 'ticaret savaşları'na dönüşerek, küresel tedarik zincirlerinde önemli aksamalara sebep olabilir. Önümüzdeki dönem, bu sorunların artabileceğine ve tedarik zincirleri üzerinde baskının daha da artabileceğine işaret ediyor. Son risk başlığı ise, 'bulaşma etkisi olan uluslararası krizler'. 'Kovid-19' salgını veya 2008 küresel finans krizi örnek verilebilir. Bu nitelikteki olaylar küresel ekonomi ve ticaret üzerinde geniş bir etkiye sebep olmakta. Bu nedenle, önde gelen 40 ülkenin bu risklere karşı çevik olma kabiliyetlerini arttırmaları öncelikleri olacak.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
- G20 ve küresel eşitsizlikle etkin mücadele (18.11.2024)
- İklim krizi için 8 trilyon dolar daha lazım (15.11.2024)
- Ya ‘temiz enerji fonu’, ya daha ağır ‘kaos’ (13.11.2024)
- ‘Rasyonelleşme’mi daha derin ‘parçalanma’mı? (11.11.2024)
- 2025 için temel uyarı: ‘Beklenmeyeni Bekleyin’ (08.11.2024)
- 2025 için ‘dirençli ekonomi’ hazırlıkları (06.11.2024)
- 2025’e doğru küresel risk tartışmaları (04.11.2024)
- GOE’ler artık küresel gelişmelerin rehinesi değil (01.11.2024)
- Cumhuriyetimizin bağımsızlık düsturu ve küresel rekabet (30.10.2024)
- Türkiye’nin gücü ve bağımsızlık yürüyüşü (28.10.2024)