KEREM ALKİN

‘Dış talep’ bazlı değişim

Cumartesi günü, SETA Vakfı'nda, Nurullah Gür Hoca'nın moderatörlüğünde, Ege Yazgan ve Mevlüt Tatlıyer hocalarla 2020-2022 dönemini kapsayan Yeni Ekonomi Programı (YEP) konuştuk. Dört akademisyen, Hazine ve Maliye Bakanı Albayrak'ın 'Değişim Başlıyor' mottosu ile tanıttığı YEP doğrultusunda, yeni büyüme modeli ve 'değişim'in 'dış talep' bazlı olmasında mutabıkız.
Türkiye Ekonomisi'nin sürdürülebilir büyüme trendini yakalaması adına, 'ihracat' artık iç piyasanın, ekonominin iç dinamiklerinin 'sıkıştığı' dönemlerde 'kurtarıcı' olmasının ötesine geçip, Türkiye'nin büyüme dinamiğinde yıllık bazda en az 0.5 ile 1 puan arasında katkısı olan bir tempo yakalamalı.
Bakan Albayrak'ın önce Enerji Bakanlığı, bugün ise Hazine ve Maliye Bakanlığı ve genel anlamda ekonomi yönetiminde liderlik ettiği, tetiklediği 'zihinsel dönüşüm', ekonomi bürokrasisinin bugüne kadar hiç önceliklendirmediği kadar 'maliyet yönetimi'ne odaklanmasını gerektiriyor. KOBİ'lerimizin üretim maliyetlerini, hammadde, enerji ve finansman maliyetlerini rakibimiz olan ülkeler düzeyinde iddialı kılacak adımlara hız vermemiz gerekiyor. Mevlüt Tatlıyer, sürdürülebilir büyüme için, dış talep odaklı 'yatay' ve 'dikey' büyümeye işaret ederek; 'yatay'da yeni pazarlara doğru genişleyen bir 'ihracat' hamlesine; 'dikey'de ise 'verimlilik' odaklı bir 'teknoloji' ve 'yerlileştirme' hamlesine işaret etti.
Ege Yazgan ise, döviz kurlarını 'rekabetçi' noktada tutup, dış talep ağırlıklı bir ekonomik dönüşümün altını çizerken, sürdürülebilir büyüme adına, tüm sektör ve piyasalarda yeni nesil tedarik ve dağıtım modeline ve ödeme sistemlerinin gerekliliğini hatırlattı. Ege Hoca'yla birlikte savunduğumuz çok önemli bir nokta, Türkiye'nin asla 'yüksek reel faiz-düşük kur' sarmalına düşecek bir hatayı tekrarlamaması.
Nitekim, Bakan Albayrak böyle bir hatanın asla tekrarlanmayacağını konuşmalarında hep vurguluyor. Ortak bir görüşümüz, 'battaniye' usulü, herkesi kapsayan teşvik modellerinin de artık görevini tamamladığı yönünde.
Nurullah Gür'ün altını çizdiği, batılı ülkelerin sürüklendiği 'korumacılık' eğilimlerinin gerekçesi olarak, gelişmekte olan ekonomilerin teknoloji hamlelerinin öngörülememesi hususu ve ABD ile AB ülkelerinde orta sınıfın ekonomik güç kaybının sebep olduğu sosyal tansiyon sorunu konusunda da; ancak bu tablonun tetiklediği 'korumacılık' eğilimlerinin akıbetinin ne olacağını görmek için bir süre daha beklememiz gerektiği konusunda mutabık kaldık.
Özel sektör yatırımlarını hareketlendirecek şekilde, piyasanın ufku görmesini sağlayabilirsek, 2020'yi güçlü bir büyüme ile tamamlayabiliriz.
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.