100 yıldır ‘bitmeyen’ savaş
Rusya'nın ağırlığı yüzde 8.8 iken, Osmanlı İmparatorluğu'nun ağırlığı yüzde 1.5-2 düzeyindeydi. Bu nedenle, Almanya'yı durdurmak için Britanya, Fransa ve Rusya aralarında gizli bir ittifak oluşturdular. Avusturya-Macaristan veliaht prensinin bir Sırp tarafından öldürülmesiyle, Rusya'nın Slavlara sahip çıkmasıyla İttifak ve İtilaf Devletleri'ni oluşturacak süreç de başladı. Tüm ülkeler, küresel rekabette bir ülkeyi öne çıkaracak hammadde, petrol ve ticaret koridoru imkânlarını bir diğerinin elinden alacak ağır bir savaşa tutuştular. Doludizgin milliyetçilik ve militarizm de bu süreci besledi. Almanya kapitalist sistemin liderliğini kapma mücadelesini 2. Dünya Savaşı'yla bir kez daha denedi. Britanya liderliği kaybetti; ama kazanan artık ABD'ydi. Ne iki savaşta da yenilen Almanya, ne de ABD'nin 'ben olmasam, Alman çizmelerinin altında eziliyordun' sözlerini sürekli işiten Fransa açısından, ABD'nin hegemonik baskısını kabullenmek kolay değil.
Bu nedenle, ABD 21. Yüzyıl'ın 2. yarısında liderliği Çin'e kaptıracağı riski artarken, hem hırçınlaşıyor, hem de Britanya'nın ve küresel sermayenin Çin'e yaklaşmasına müthiş öfkeleniyor. Bu nedenle, Fransa Cumhurbaşkanı Macron'un 'egemen' bir Avrupa için 'kendi ordusu'nu kurma fikrine, ABD Başkanı Trump ağır tepki gösterdi. Türkiye ise, Kurtuluş Savaşı sonrası, Cumhuriyet'le dünya siyasetindeki iddiasını, son 16 yılda Avrasya'nın oyun kurucu ülkesi ve küresel ekonomi-politiğin yeni 'güç' merkezi olarak, yükseklere taşıyor. Asya ve Afrika arasında ekonomi ve ticaret diplomasisi yeniden şekillenirken, 100 yıldır 'bitmeyen' savaşta, 'Türkiye'siz her formül ve her yapılanma başarısız olmaya mahkûmdur.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
- Küresel açlık tehdidinin jeopolitik yönü (22.11.2024)
- Sürdürülebilirlik ve refah için kalıcı barış (20.11.2024)
- G20 ve küresel eşitsizlikle etkin mücadele (18.11.2024)
- İklim krizi için 8 trilyon dolar daha lazım (15.11.2024)
- Ya ‘temiz enerji fonu’, ya daha ağır ‘kaos’ (13.11.2024)
- ‘Rasyonelleşme’mi daha derin ‘parçalanma’mı? (11.11.2024)
- 2025 için temel uyarı: ‘Beklenmeyeni Bekleyin’ (08.11.2024)
- 2025 için ‘dirençli ekonomi’ hazırlıkları (06.11.2024)
- 2025’e doğru küresel risk tartışmaları (04.11.2024)
- GOE’ler artık küresel gelişmelerin rehinesi değil (01.11.2024)