Küresel ekonomik gelişmeler de radarımızda olmalı
Kimi Avrupa ülkeleriyle yaşanan siyasi gerginliklerle Türk iş dünyasıyla ilişkilerini ayrı tutmayı bilen Avrupa iş dünyasının Türkiye'den mal tedarikiyle, Türkiye'nin 2014'te elde ettiği 157.5 milyar dolarlık ihracat rekoru, 2016'ya göre yüzde 10.2'lik artışla, 2017'de 157.1 milyar dolarla egale edildi. MÜSİAD Sameks Endeksi'nde aralık ayı itibariyle yeni siparişlerde gözlenen 52.7 puanlık performans (50'nin üzeri olumluya işaret ediyor) ve İstanbul Sanayi Odası Satın Alma Yöneticileri (PMI) Endeksi'nde ise, yine aralıkta yeni ihracat siparişlerinde Şubat 2011'den beri gözlenen en yüksek artış ve toplam yeni siparişlerdeki büyüme hızlanması, imalat sanayisinde üretimin üst üste on birinci ay ve son üç ayın en yüksek düzeyine yükselmesi, 2018'de de ihracatın üretime ve büyümeye katkı yapmayı sürdüreceğini;
Türkiye Ekonomisi'nin 2018'in GSYH büyüme oranlarında da şaşırtacağını gösteriyor. Bu noktada, en dikkat etmemiz gereken konu, 2017'den başlayarak, dünya ekonomisindeki toparlanmaya bağlı olarak toparlanan küresel emtia fiyat artışının, geçen yıldan sonra, 2018'de de küresel enflasyon baskısına sebep olacağı gerçeği.
Bu nedenle, küresel ekonomik büyümedeki toparlanma Türkiye'yi 2018'de yeni bir ihracat hacmi rekoruna taşısa da, artan küresel enflasyon baskısı, 2018'de yıllık enflasyonu yüzde 8 ve altına çekmesi gereken Türkiye'nin en çok dikkat etmesi gereken alan olacak. ABD Merkez Bankası'nın 3 veya 4 kez faiz artırma ve bilanço küçültme mesajlarına rağmen, Başkan Trump'ın sebep olduğu küresel ekonomi-politik travma, daha güvenilir gözüken Euro Bölgesi para birimi euroyu dolar karşısında 2018'in ilk günlerinde 1.20 doların üzerine taşımış durumda. Yılın ilk 6 ayında euro-dolar paritesinin 1.24- 1.27 bandını test etmesi ihtimali, Türkiye'nin ihracatına da yarayacaktır.
İran'ı ise cuma günü konuşacağız.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
- ‘Küresel Güney’le işbirliğini derinleştirme dönemi (27.11.2024)
- Türkiye’nin kalkınmasında ‘tam bağımsızlık’ dönemi (25.11.2024)
- Küresel açlık tehdidinin jeopolitik yönü (22.11.2024)
- Sürdürülebilirlik ve refah için kalıcı barış (20.11.2024)
- G20 ve küresel eşitsizlikle etkin mücadele (18.11.2024)
- İklim krizi için 8 trilyon dolar daha lazım (15.11.2024)
- Ya ‘temiz enerji fonu’, ya daha ağır ‘kaos’ (13.11.2024)
- ‘Rasyonelleşme’mi daha derin ‘parçalanma’mı? (11.11.2024)
- 2025 için temel uyarı: ‘Beklenmeyeni Bekleyin’ (08.11.2024)
- 2025 için ‘dirençli ekonomi’ hazırlıkları (06.11.2024)