21. yüzyılda sanayiyi yeniden düşünmek
Özellikle son 10 yılda hızlanarak, Batı ile Doğu arasındaki ekonomik gelişmişlik farkının azalması ve zenginliğin tekrardan Doğu'ya kayması endişesi, batılı gelişmiş ülkeleri pozisyonlarını korumaya yönelik adımlar atmaya sevk ediyor. Başta Türkiye, Avrasya'ya ilham veren, 'oyun kurucu' gücünü artıran ülkeleri, batı medyasının algı operasyonları ile kıskaca alma, ekonomik tehditler, ne acıdır ki bu korumacılık tedbirlerinde öne çıkıyor. Türkiye'nin Soğuk Savaş ve ardından gelen 1990'lı yıllarda, gelişmekte olan ülkelerde, Çin ve Güney Kore örneklerinde gözlenen teknolojiye dayalı sanayileşme hamlelerini ıskalamış olması, 21. yüzyılda aradaki farkı kapatmak için, iş dünyasına ve bizlere önemli bir mücadele görevi yüklüyor. Yazarlarımız, Türkiye'den Almanya'dan son teknoloji makineler, Japonya'dan da robotlar ithal ederek sanayide dönüşümü gerçekleştiremeyeceğinin altını çiziyorlar.
Bu nedenle, öncelikle Türkiye'nin sanayide teknolojik dönüşümü tetikleme adına verdiği teşviklerde dağınıklığı giderecek bir odaklanma ve koordinasyona şiddetle ihtiyaç var. Çarşamba günkü yazımızda belirttiğimiz noktadan hareketle, 3 bilim adamımız da girişimciler ve meslektaşları için kurumsal altyapının, mülkiyet hakları ve patent haklarının sıkı bir şekilde korunduğu, aşırı bürokrasinin ortadan kaldırıldığı bir ekosistem öneriyorlar. Detayları için yarın SETA İstanbul'a bekliyoruz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
- Türkiye’nin kalkınmasında ‘tam bağımsızlık’ dönemi (25.11.2024)
- Küresel açlık tehdidinin jeopolitik yönü (22.11.2024)
- Sürdürülebilirlik ve refah için kalıcı barış (20.11.2024)
- G20 ve küresel eşitsizlikle etkin mücadele (18.11.2024)
- İklim krizi için 8 trilyon dolar daha lazım (15.11.2024)
- Ya ‘temiz enerji fonu’, ya daha ağır ‘kaos’ (13.11.2024)
- ‘Rasyonelleşme’mi daha derin ‘parçalanma’mı? (11.11.2024)
- 2025 için temel uyarı: ‘Beklenmeyeni Bekleyin’ (08.11.2024)
- 2025 için ‘dirençli ekonomi’ hazırlıkları (06.11.2024)
- 2025’e doğru küresel risk tartışmaları (04.11.2024)