AB artık Anadolu’yu hak etmiyor
Türkiye, Anadolu medeniyetlerinin beşiği ve Kuzey Mezopotamya'nın uygarlıklar mozaiğinin temsilcisi olarak, dünya medeniyetlerinin ve insanlık olgusunun tam merkezinde yoğunlaşmış bir kültür ve siyaset mirasıyla, 1959'da, daha medeni ve barışçıl bir geleceğe soyunmuş olan 'Birleşik Avrupa' projesine dahil olacak adımları atma kararı almıştı. Türkiye'nin AB projesine üyeliği, medeniyetler buluşması adına, Avrupa'nın bir 'barış coğrafyası'na dönüşme hedefi açısından, Türkiye'nin genç ve nitelikli nüfusu, dinamik ekonomisiyle Avrupa'ya kazandıracağı imkân ve fırsatlar açısından tartışılmaz önemdeydi. Nitekim AK Parti'nin 2002 sonunda iktidar olması ile, 2001'den itibaren başlamış olan ekonomik ve demokratik reform sürecinin olağanüstü hız kazanması sonucu, AB kurumlarının coşkusu ile de teyit edilebilecek bir kararlılık ile, 2005'ten itibaren Türkiye- AB tam üyelik müzakere süreci de başlamış oldu.
Ne acıdır ki, 12 yıl içinde, bilhassa, küresel finans krizinin AB ekonomilerinde, Euro Bölgesi'nde sebep olduğu ekonomik tahribatın berbat yönetimi ile, Avrupa, 1945'ten itibaren ilk sıraya yerleştirdiği 'barış, insan hakları ve medeniyet' merkezi olma hedefinden hızla uzaklaştığı bir sürecin içine girmiş durumda. 4 milyon mülteciye kimseden yardım beklemeden kucağını, evini, imkânlarını açmış Türkiye ise, Anadolu'nun, Kuzey Mezopotamya'nın 'insani değerler hazinesi'ni yaşatmayı sürdürüyor. Irkçılık ve ayrımcılığın akıl almaz ölçüde güç kazandığı, empatinin hızla eridiği, hoşgörüsüzlüğün ve demokraside 'çifte standart'ın derinleştiği bir Avrupa, artık Anadolu'yu, Türkiye'yi hak etmiyor. Bu perspektifi de göz ardı etmeyelim.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
- ‘Küresel Güney’le işbirliğini derinleştirme dönemi (27.11.2024)
- Türkiye’nin kalkınmasında ‘tam bağımsızlık’ dönemi (25.11.2024)
- Küresel açlık tehdidinin jeopolitik yönü (22.11.2024)
- Sürdürülebilirlik ve refah için kalıcı barış (20.11.2024)
- G20 ve küresel eşitsizlikle etkin mücadele (18.11.2024)
- İklim krizi için 8 trilyon dolar daha lazım (15.11.2024)
- Ya ‘temiz enerji fonu’, ya daha ağır ‘kaos’ (13.11.2024)
- ‘Rasyonelleşme’mi daha derin ‘parçalanma’mı? (11.11.2024)
- 2025 için temel uyarı: ‘Beklenmeyeni Bekleyin’ (08.11.2024)
- 2025 için ‘dirençli ekonomi’ hazırlıkları (06.11.2024)