KEREM ALKİN

‘Kısa, Öz Anayasa- Katma Değer’ ilişkisi

Geçen cuma günü, Türkiye'nin neden yeni bir Anayasa ve neden yeni bir siyasi yönetim modeline ihtiyaç duyduğunu açık ve net izah etmeye çalıştım. İlginizi çekeceğini ümit ettiğim bir detay daha paylaşacağım.
Üç İngiliz akademisyen Elkins, Ginsburg & Melton'ın 2009'da, 187 ülkenin anayasaları üzerinde gerçekleştirdikleri bir analizde, nüfusu 20 milyonun üzerinde olan ülkelerde, anayasanın lafsalı, gereğinden fazla kapsayıcılığı her yüzde 1 arttığında, ülkenin kişi başına milli gelirinin yaklaşık yüzde 3,5 oranında düştüğünü tespit etmişler.
Nüfusu 10 milyonun üstünde olan daha geniş bir ülke grubunu da inceleyen aynı çalışmada, gereksiz ölçüde kelime tekrarlayan ve geniş bir alanı düzenleyen anayasa metnindeki her 1'lik uzunluk, ülkenin kişi başına milli gelirini yüzde 2,5 oranında düşürmekte. Tüm ülkeler dikkate alındığında ise düşüş, yine yaklaşık yüzde 2 olarak karşımıza çıkıyor. Buradan anlamamız gereken şu; eğer 1982 Anayasası yüzde 10 gereksiz bir uzunluk ve kapsayıcılığa sahip ise, bugün Türkiye'nin kişi başına milli geliri 9 bin dolar değil, 10 bin 800 dolar; eğer 10 bin 500 dolar olsa idi, rahatlıkla 13 bin dolar olabilirdi.
Söz konusu verileri kanıtlanmış olan bu akademik çalışma, Türkiye gibi orta ve üst orta gelir grubundaki ülkelerde, gereğinden uzun ve gereğinden fazla kapsayıcı anayasa metinlerinin, ülkenin kişi başına milli geliri üzerindeki negatif etkisinin yüzde -4,5 düzeyini bulduğuna bile işaret ediyor.
1982 Anayasası, kapsamının genişliği yönünden 187 ülke içerisinde 27.; sözcük sayısı olarak da 46. sırada yer almakta. En az yüzde -2 negatif etkisi olsa, bin 500 ile 2 bin dolar arasında olabilecek seviyeden daha geri bir kişi başı milli gelir seviyesindeyiz. Bu çalışma bile, Türkiye için 21. Yüzyıl'a yakışır öz, girişimcilik ve inovasyona ağırlık veren yeni bir anayasa metninin önemini net olarak önümüze koymakta.
DOLAR KURUNDAKİ HAREKET VERİLERLE TEYİTLEŞMİYOR
TCMB'nin para politikası faiz oranlarını sabit tutması sonrasında, 3,05 TL'yi bile gören dolar kuru, 10 gün içerisinde 3,1273 TL ile yeni bir rekor kırıp, yeni haftaya 3,11 TL'nin hemen altından başlıyor. 21 Ekim Cuma akşamı itibariyle, 1 haftada vatandaşın döviz mevduatı artışı 500 milyon dolar, yabancı sermaye ise, aynı haftada 111 milyon dolar net sermaye getirmiş. 30 Eylül ile 21 Ekim arası yabancıların net portföy çıkışı sadece 975 milyon dolar. Bu veriler, döviz kurlarındaki bu dalgalanmayı izah etmiyor. ABD Merkez Bankası'nın olası faiz artışı 'erken' fiyatlanıyor, gibi gözüküyor. Takip etmeyi sürdüreceğiz.
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.