Başlıktaki üç sözcük, Brugge önündeki Galatasaray'ın içimi fazlasıyla acıtan halini özetliyor..
Kulübün tarih boyunca giydiği en "Zevksiz" forma bu.. Bu formayı giyer, tribünde oturur musunuz?. Bu forma ile sahada dolaşanları alkışlamak, onları teşvik etmek içinizden gelir mi?.
Bu kulübü yönetenlerin içinde zevk sahibi tek kişi yok mu?. Forma sponsoru size rüşvet mi verdi de, bu rezillikleri kabul ettiniz, Mustafa Cengiz efendi ve onun "Yönetmeyen" kurulu.
Tabii, maç UEFA'nın olunca, bu defa, sırtındaki numarası okunmayan, futbolcu isimleri de belden aşağıda yazıldığı için hiç görünmeyen formaları giyemediniz..
Kime kahrınız?. Televizyonda maçı izleyen 25 milyon taraftara mı yetiyor gücünüz?.
Siz hiç bu kadar "Ruhsuz" oynayan Galatasaray gördünüz mü?. Kim ne yapıyor, niçin yapıyor anlamaya çalıştınız mı?.
Türk pasaportu taşıyanlardan nefret ettiği için, inadına, hem de nasıl inadına sahaya ille de "İstiklal Marşı okuyamayan11 adam"la çıkmaya yeminli Fatih Terim takımda ruh mu bıraktı?.
Hafta sonu, Kasımpaşa'yı güç bela yenen takımı ateşleyen kimdi?. Ömer Bayram..
Yorumcular hatta "Talihli sakatlık" dediler maç sonunda.. Lemina 30'uncu dakikada sakatlanmıştı da Ömer Bayram girip hem takımı, hem maçın kaderini değiştirmişti, ondan..
Ama "İlle de yabancı" diye yeminli ya, Fatih Terim.. Gene Ömer kenarda, gene Lemina içerde.. Feghouli denen Fatih Terim gözdesi 90 dakika sahada dolaşırken, Adem Büyük kulübe ısıtıyor.. Daha kötüsü.. Daha fecisi.. Bir başka "Talihli sakatlık" daha Belhanda'yı kenara almış ve takımı 10 kişi oynamaktan kurtarmışken dahi Selçuk yok..
Hem de nasıl yok!. Eşi hamile doğum yapmak üzere olan takımın tek gerçek kaptanı, tek lideri Selçuk'u alıp oralara götürüyor Fatih Hoca ve Belçika'da kadro dışı bırakıyor..
Bunun adı "İntikam" değilse nedir, biri bana izah etsin..
Ne nefret, bu ne öfke, bu ne kindir, Türk Futbolculara karşı..
Selçuk, Ömer, Adem ve öteki Türkler..
Aklınız varsa hemen ama hemen gidin ara transferde Galatasaray'dan.. Hatta üste para vererek gidin de, futbol oynamayı unutmayın.
Siz Galatasaray'ın paçavra ettikleri, Milli Takıma lazımsınız..
..ve "Futbolsuzluk!."Bu "Yabancılar Lejyonu"na futbol diyene oynattı, beşinci sınıf bir Avrupa takımıgörünümündeki Brugge önünde, Terim?..
Yahu adamlar daha top stop etmeyi, üç metreye isabetli pas atmayı bilmiyorlar. O takımdan Galatasaray'a alınacak tek kişi var mı?.
Gördünüz mü?.
O takımı yenmeyi düşünemedi hocamız..
O iğrenç "Yenemezsen yenilme" sloganı var ya hani.. Gene o.. Kafaya koymuş "Ben Real'i de, Paris S.G.'yi de yenemem.
Benim hedefim 3'üncülük ve Avrupa Ligi..
Bunun için de Brugge'yi deplasmanda berabere kalıp, İstanbul'da yenmem yeter" demiş ve sahaya futbolu öldürme taktiği ile takım çıkarmış.
Fazla ayrıntıya girmeyeceğim. Dünkü Sabah'ta Murat Özbostan Müdürüm, madde eleştirmiş Terim'in takımını.. Yazdığı her şey doğru. Altına imzamı atarım. Bulun bizim internet gazetesinden okuyun.
Yazısında bir maddeye, bir kelime ekleyeceğim sadece.
Murat şöyle diyor.
"Madde 4- Galatasaray'ın sahada final pasları atacak adamı yoktu. Belhanda arandı." İlavem son cümleye.. "Belhanda -bile- arandı!."Fazla söze gerek var mı, "Belhanda'yıbile aratan" Terim futbolunu anlatmak için.
Hele o 3 dakika uzayan maçtan o uzatma sırasında 3-5 saniye daha kazanmak için yaptığı, aslında hakeme bir 1.5 dakika daha uzatma fırsatı veren değişiklik!.
Donk'u oyuna aldı. Almasa oyun bitiyordu.
O Donk, topla taca giden adamı, korner çizgisi üzerinde devirdi. Devirmese gene bitiyordu maç. O frikiği zorla verdirip, zorla attırdılar hakeme. Gol olsa santra yapılmayacaktı.
Bu kafayla, bu takımla, bu futbolla Avrupa'da oynasan ne olacak, oynamasan ne?
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.