Cezayir asıllı 17 yaşındaki Nahel Merzouk, Fransa'nın başkenti Paris'in bir banliyösü olan Nanterre'de Fransız polis memuru tarafından vurularak öldürüldü. Ailesinin tek çocuğu olan Nahel, paket servisinde çalışıyor ve ragbi liginde oynuyordu. Yaşadığı bölgede çok sevilen bir çocuk olduğunu da aileyi tanıyan komşuları açıkladı.
İlgili polis memuru tutuklandı fakat bu yılların birikmiş öfkesini dindirmedi. Fransa'da yaşayan Afrika kökenliler sokaklara çıktı. Fransa'nın en az 14 kentine yayılan olaylar İsviçre ve Belçika'ya da sıçradı. Fransa-İsviçre arası otobüs ve tren seferleri durduruldu. Karakollar, hayvanat bahçeleri ve mağazalar talan edildi. Olaylar devam ederkenCumhurbaşkanı Emmanuel Macron ve eşiBrigitte, Elton John konserine gittiler. Brigitte, konserde biraz fazla dağıtınca eşi tarafından uyarıldı.
Sarayında PKK yöneticilerini ağırlamaktan çekinmeyen Fransa Cumhurbaşkanı, yaşanan olayları "Bazı (gençlerin) sokakta kendilerini zehirleyen video oyunlarını oynadığı hissine kapılıyorum" sözleriyle eleştirdi. Fransa Adalet Bakanı Eric Dupond-Moretti ise 17 yaş altı gençlerin ailelerini, 2 yıla kadar hapis ve 30 bin euro'ya kadar para cezasıyla tehdit etti.
Fransız hükümeti bununla yetinmedi, sokağaçıkma yasağı, ağırsilahlı birliklerin gösterileribastırmaklagörevlendirilmesi gibiönlemler aldı. Ancak olaylar devam ediyor. Paris'in banliyölerinde başlayan gösteriler, ülkenin en önemli turistik mekânlarından biri olan Şanzelize Caddesi'ne kadar sıçradı.
Fransa İçişleri Bakanlığı, yollarda toplamda 871 yangın çıkarıldığını ve 5 bin otomobil ile 250'si polis merkezi olmak üzere 1000 binanın yakıldığını bildirdi. Yangına müdahale eden bir itfaiye görevlisi hayatını kaybetti. Gözaltına alınan göstericilerin sayısı 3 bin 500'e yaklaştı. Turist rezervasyonlarının % 25'i iptal edildi. Şimdiye dek gerçekleşen olayların ülkeye maliyetinin 1 milyar euro'yu aştığı söyleniyor.
Macron'un Cumhurbaşkanlığı döneminde Fransa bu tür sokak ayaklanmalarını sıklıkla yaşadı. Sarı Yelekliler isyanı 2018'de başladı ve eski hızında olmasa bile kâğıt üzerinde hâlen devam ediyor. En son emeklilik yaşının 62'den 64'e çıkarılmasını protesto eden binlerce insan mart ayında Fransa sokaklarını yangın yerine çevirmişti.
Ancak Fransa'nın on yıllar boyunca doğrudan,sonra da dolaylı olarak sömürdüğü ülkelerdengelen ailelerin çocukları sokaklaraçıkınca Sarı Yeleklilere gösterilen "tolerans"elbette ortadan kalkıyor. Bu bitmez tükenmezkolonyalist kafanın bizdeki temsilcilerinde de durumfarklı değil. Gezi vandallarına övgüler düzen, mercekgözlüklü sosyoloğumsu tiplemeler bir anda ortadankayboluyor. Yerine safari şapkasıyla dolaşan beyazlargeliyor. Le Pen destekçisi Fransız milliyetçileride ellerinde sopalarla göstericilere saldırıp "FransaFransızlarındır" sloganıyla yürüyormuş. O zamanadama sorarlar "Afrika kimin?" diye... MeselaCezayir, Mali, Senegal kimlerin? Yine Fransızlarınmı? Değilse eliniz neden hâlâ bu ulusların kıymetleriüzerinde? Kendi cumhurbaşkanınız Chirac bile"Afrika olmadan Fransa üçüncü dünya gücüseviyesine iner" dememiş miydi? Bugün G7 üyesiolmanızdan Avrupa Birliği'nin kurucularından olmanızadek sahip olduğunuz gücün kaynağı kim?
Bu minvalde Fransa ile Türkiye'deki göçmen meselesini kıyaslayanlarsa en başta kendi ecdatlarına saygısızlık ediyorlar. Dünyaya bir tane Le Pen yeterli; Fransa'dan ithal ideolojilerle yeterince vakit ve enerji kaybettik.
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.