HİLÂL KAPLAN

CHP'nin işi gücü FETÖ ile mücadeleyi sulandırmak

Başkan Recep Tayyip Erdoğan Pakistan ziyareti sonrası yurda dönüş yolculuğunda uçakta gazetecilerin gündemdeki konularla ilgili sorularını yanıtladı. İşte Erdoğan'ın değerlendirmelerinin satırbaşları:
* Suriye'de elimizde kapı gibi bir Adana Mutabakatı var. Biz oraya Adana Mutabakatı çerçevesinde gittik. Hani "Siz oraya nasıl gidiyorsunuz, burası Suriye'nin topraklarıdır" gibi yaklaşım gösterenlere bu bir cevaptır. Gözlem noktaları için Soçi mutabakatının 2. ve 3. maddeleri var. Bu gözlem noktalarının kuşatılması karşısında sessiz kalmamız mümkün değil. Onlara karşı da biz gereğini yapıyoruz. Fakat aslolan şey, 1 milyona yakın İdlib halkının sınırlarımıza doğru hareket halinde olması. Bu 1 milyonu kabul etme durumumuz maalesef yok. Sınırımızdan 30-32 km içeride briket barınaklar yapalım. Bunu Merkel'e de açtım. Şu anda 25 milyon avroyu Kızılhaç vasıtasıyla Kızılay'a gönderiyorlar. Biz onları beklemeden bu briket barakaları yapmaya başladık.

* Asıl önemli olan şey, sürekli "oradaki teröristler" diye dile getiriliyor. Tamam da bu teröristler kim? Bunlar bir PYD, bir YPG değil. Bunlar tam aksine Suriye'nin kendi insanları ve Suriye'nin yerleşik halkı. Bu insanlar kendi topraklarını kendi evlerini korumanın mücadelesini veriyor. Bunların içerisinde teröristler varsa, nasıl PYD/ YPG'ye karşı bu mücadeleyi veriyorsak, o teröristlere karşı da bu mücadeleyi verelim. Ama orada sivil halk uçaklarla, helikopterlerle bombalanıyor. Bunlara karşı en ufak bir ses yok.
* CHP'nin bugüne kadar yaptığı tek şey FETÖ ile mücadeleyi sulandırmak olmuştur. Bay Kemal'in ciddi bir karşı duruşunu gördünüz mü? Listeye bakınca, "eğer o liste kimdedir?" diye sorulursa, o listenin kimde olduğu cevabını kendisinin vermesi lazım. Niye? Zaten o listeyi beraber hareket ettikleri kişiler hazırladılar. Bunlar, malum zat, emekli genelkurmay başkanı, rahat rahat listeyi bulur çıkarır. Bu listeyi bizim düzenlediğimizi söylemek kadar süreci sulandıran bir yalan olamaz. Bunu az önce ifade ettiğim gibi, mütekait olan genelkurmay başkanı, kara kuvvetleri komutanına sorarsa gereken cevabı zaten alması lazım.
BAŞBUĞ DÜRÜST DEĞİL
* Biz yaptığımız bazı değişikliklerle Yüksek Askeri Şura'da sivillerin ağırlığını öne çıkardık. Şimdi Sayın Başbuğ soruyor. Ben de Sayın Başbuğ'a soruyorum. Muhatap almak istemem ama sormak zorundayım. Çünkü halkımın bilmesi lazım. Dürüst davranmıyor. İnandıklarını sonuna kadar savunacakmış. Ya sen inandıklarını savun da ama dürüst savun. Bir tane boruyu göstermek suretiyle milleti aldatamazsın. Önce şunu anlatman lazım. Senin Kara Kuvvetleri Komutanlığın döneminde, Genelkurmay Başkanlığın döneminde acaba kaç FETÖ'cüyü ihraç ettiniz? Önce bunu anlatması lazım. Söyle, "Şu kadar kişiyi ihraç ettik" de. Şu anda FETÖ'den dolayı mahkum olanlara aldıkları cezaları askeri mahkeme verebilir miydi? Bugüne kadar benim bildiğim bir İlhami Erdil Paşa, kuzey deniz saha komutanıydı- yargılanmış, ağır bir ceza almış ve bütün apoletleri sökülmüştü. Bir onu bilirim. Onun dışında, üst düzey bir komutanın askeri mahkemede albay vesaire bunlar tarafından yargılandığı ve böyle ceza aldığını görmedim.
SEN ONUN AVUKATI MISIN!
Şimdi biri de diyor ki "ben şu anda onun adına konuşuyorum." Diyen kim? Bakıyorsunuz CHP'nin grup başkanvekili. Sen ne zamandan beri Başbuğ'un avukatı oldun? Onun adına konuşuyorlar. Bırak da varsa avukatı konuşsun. Ve bu kişi parlamentoda. Aynı şekilde zaten Bay Kemal de konuşuyor. İstikamet aynı. Nasıl çıkacaklar buna bakıyorlar. Ben de çok açık net söylüyorum; buradan çıkamayacaklar. Tek güvenceleri şu anda bunlarla ilgili olan yasalar. Şimdi onlar bu yasalara güveniyor. Onu da söyleyeyim, bu yasaları da biz çıkardık kusura bakmasınlar.
JEFFREY DEĞİL TRUMP DERSE BİR ANLAMI VAR
(ABD'nin Suriye Özel Temsilcisi James Jeffrey'nin Mehmetçik için "Şehidimiz" sözü ve ABD'nin Suriye'de Türkiye'yle ilgili yaklaşım farklılıkları) Yani bunlar bize güven vermiyor. Bir bakıyorsunuz farklı… Başka bir gün daha farklı. Hangisine nasıl inanacağız! 3-4 gün önce Putin ile görüştüm. Gayet güzel görüşme oldu. Ertesi gün baktık bir açıklama Türkiye'yi ciddi manada suçlamalar yapıyorlar. Demek ki tepe başka, alt başka. James Jeffrey'nin "şehidimiz" demesi inandırıcı olmadığı gibi, hakkımızı teslim ediyor. Sayın Trump hakkımızı teslim ederek hakikaten kararlı bir duruş ortaya koyacaksa, onun bir anlamı olur. Bunun basın açıklamasıyla uluslararası medyaya girmesi de önemli. Eğer bu sağlanırsa o zaman deriz ki bu işin kıymeti harbiyesi var.
BU SADECE PETROL ARAMA OLAYI DEĞİL
(Doğu Akdeniz'de sondaj ve arama faaliyetleriyle ilgili) Gerekirse yanımıza uluslararası camiadan da birilerinin gelmesine karar verirsek, yanımıza şirket almak mümkün. Bu sadece kuru bir petrol arama olayı değil. Siyasi, askeri olarak da varsınız. Fakat tabi ilginç olan Hafter'i davet ediyorlar. Bu adam, Libya'yı 11 kez bombalayan adam değil mi? Şimdi de Macron çağırıyor...
İŞ BANKASI İÇİN GECİKMEYE NİYETİMİZ YOK
* (İş Bankası'ndaki CHP hisseleriyle ilgili) Bu konu ile ilgili şu anda çalışmaları Nurettin Canikli bey yürütüyor. Bu hafta MKYK'de sunum da yaptı. Bu işi biraz daha olgunlaştıralım, hukuki işlerle ilgili bir kurul kuralım. Hukukçu arkadaşlarımızla bir zemine oturtalım dedik. Birkaç haftada neticesini alacağız. Fazla geciktirmeye niyetimiz yok. Vakit kaybına tahammülümüz yok.
'BAY KEMAL, 15 TEMMUZ'DA TANKLARIN ARASINDAN KAÇTI'
* Bay Kemal 15 Temmuz'da o tankların arasından sıyrılıp gitti. Biz ise meydanda, havalimanında halkımızla beraber olduk. Üstümüzden F16'lar uçuyordu. Üstümüzden helikopterler uçuyordu. Ama biz orada vatandaşımız ile beraber durduk. Herhangi bir yere gitmedik. Bay Kemal, "nereye kaçarsak kaçalım bizi kovalayacakmış!" Ya sen daha o akşam kaçtın. O akşam sen havalimanından hemen Bakırköy'e kaçtın. Bir de utanmadan sıkılmadan ne diyor?
MİLLETİMİZ CEVABI VERDİ
* Ben şunu çok merak ediyorum; bunlar kontrollü darbe ile acaba ne dediklerini kendileri anlamışlar mı? Kılıçdaroğlu'nun kontrollü darbe ile ne dediğini anladığını zannetmiyorum. Çıkıp bunu izah etmesi lazım. Bunlar 15 Temmuz'da zaten gerekli cevabı aldılar. Yani böyle bir şey olduğu anda artık bizim milletimiz "kapıdan dışarı çıkalım mı çıkmayalım mı" demez.
LİBYA'DAKİ SAVAŞI RUSYA YÖNETİYOR
* Biz Libya'da Sarrac ile askeri eğitim güvenlik anlaşması yaptık. Eğitici, öğretici ve yönetici kadromuz orada. Hafter'in tarafında Rusya'nın Wagner'i var. Hafter'in başındaki Putin'in çok samimi adamı. Hala kalkıp diyorlar ki bizim orayla bu noktada ilişkimiz yok. Bizzat Rusya en üst düzeyde oradaki bu savaşı yönetiyor. Ama şu bilinsin ki Akdeniz'de gerek Türkiye'nin gerek Libya'nın hakkını hukukunu korumayı sürdüreceğiz.
FİLİSTİN'DE İŞGAL, İLHAK VE YIKIMA İZİN VERMEYİZ
* Sözde "barış planı" ismiyle anılan planın işgal, ilhak ve yıkımın meşrulaştırılmasına asla izin vermeyeceğiz. Biz istiyoruz ki İslam İşbirliği Teşkilatı'ndan bir ve bütün bir ses çıksın. Bu plan Filistin halkının haklarını gasp etmektedir. Bu planı Batı da Avrupa Birliği de kabul etmiyor. Afrika hakeza bu işin karşısında. Bu duruş karşısında da BM'de istediğimiz neticeyi alacağımıza inanıyorum.
FUTBOLA SİYASETİ BULAŞTIRMAYIN
(Futbolda taraf olma tartışmaları ve VAR sistemiyle ilgili) Tabi öncelikle son viraja girilirken hakikaten böyle bir rekabetin olması çok güzel bir şey. Sevindirici de. Fakat Federasyonun bu noktadaki attığı adımlarda tarafgirlik içerisinde olduğuna ben ihtimal vermiyorum. Nitekim aldıkları kararlarla şu son 3-4 maça yönelik adil davrandıkları da ortada. Bugüne kadar bu tür maçlar zaten pek de federasyona gelmezdi. Hakemler düdüğü çalmıştı iş bitmişti, böyle bakıyorduk.
VAR sisteminin de tabi eksileri var, artıları var. Bazı yerlerde bakıyorsunuz, hakikaten isabetli kararlar çıkıyor. Bu sürecin daha geçiş dönemi olduğunu düşünüyorum. Geçiş döneminde bu tür eksikler olabilir. Zaman içerisinde sistem tam anlamıyla oturacaktır.
Ben bir Fenerbahçeliyim, aynı zamanda Fenerbahçe Spor Kulübü'nün Yüksek Divan Kurulu üyesiyim ama özellikle arkadaşlarıma yönelik sarf edilen hakaretamiz ifadeler yenir yutulur şeyler değildir. Bir defa bu ülkeye hizmet veren bakan arkadaşlarımızı kalkıp da bu işin içine bulaştırmak çok ciddi bir yanlıştır. Kulüplerimizin yöneticilerinin bu konuda bir defa çok dikkatli olmaları, tribünlerdeki gelişmelere sahip olmaları lazım. Biliyorsunuz zaten sosyal medyada da bu tür hakaretlerin, iftiraların cezalandırılmasına yönelik bazı kararlar var. Sosyal medyada da bunların bedelini ödetmeden bu işi bırakmayız.
Kalkıp bilip bilmeden, herhangi bir bakanımız hakkında "filanca kulübü şöyle destekliyor, herhangi bir kulübe karşı şöyle bir tavrı var" gibi yaklaşımları bizim kabullenmemiz mümkün değil. Ben bir ay kadar önce Kulüpler Birliği toplantısında bütün başkanlar oradayken söyledim, "arkadaşlar sizden bir ricam var; lütfen siyaseti bu işe karıştırmayın ve bizi bu işlerin içerisine bulaştırmayın" dedim. Biz bütün başkanlara orada bunu demişken, buna rağmen kalkıp da bu tür açıklamaların yapılması bizi ciddi manada üzer ve buna karşı da biz sessiz kalamayız. Şampiyonluk kimsenin tekelinde değil. Bu sene sen olursun, bir sonraki sene başkası olur.
Bir de şu var onu da söyleyeyim. Kalkıp da benim arkadaşlarım "bu sene filanca kulüp şampiyon olacaktır, ya da olmalıdır veya temenni ediyorum" diye asla söylememelidir. Bizim tarafsızlığımız burada büyük önem arz ediyor. Biz tarafsızlığımızı korumalıyız. Biz bu ülkeyi yönetenler olarak tarafsızlığımızı korumalıyız. Ben mesela lig maçlarına asla gitmem. Söz konusu değildir. Ama diyelim ki Fenerbahçe, Trabzonspor, Başakşehir ya da diğer takımlarımız… Bunların uluslararası herhangi bir müsabakası olduğu zaman oralara gitmeyi de milli bir görev telakki ederim. Bu konudaki hassasiyetimiz önceliklidir. Sporda bunlara dikkat etmemiz lazım. Ligin de artık son virajında kim şampiyon olursa olsun, hep beraber alkışlamamız lazım. Ondan sonra da inşallah hepsine uluslararası müsabakalarda destek vermemiz lazım.
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.