HAŞMET BABAOĞLU

Gülünç belki...

"Dün yolda olmak yorucuydu ama bugün masmavi bir gün...
Buradan ta karşı kıyılara kadar deniz pırıl pırıl...
Öğle sularındayız ama herkes uykuda sanki, kasabanın kırmızı kiremitli damlarına bakıyorum; ötesi deniz...
İnsan parmaklarının ucunda azıcık yükselse uçacakmış hissine kapılıyor.
Şimdi bir fotoğraf çekip; bu mavilikten bir dilimi Instagram'a aktarsam, fena mı olur? Yok, kendime saklayacağım."

***

Önümüzdeki uzun tatil günlerinde kaç kişi böyle notlar düşecek defterine?
En fazla bir avuç kişi...
Zaten böyle tatil kasabaları da kalmadı...
Sabahın köründe uyanıp kahvaltı mekanlarına koşturan tatilciler; A101'den aldığı peyniri yöresel diye yutturan mekancılar var şimdi...
Anlatmayayım şimdi...

***

Modern insan hâlâ aynı çemberin içinde debeleniyor.
İçinde büyüyen isyanı tatil beklentisiyle yatıştırılıp aylarca mutsuzlukla, işyeri zorbalığıyla ve maddi hesaplamalarla boğuşan çalışanlar...
Sonra tatil geliyor.
Ve hemen ertesi gün tatil yorgunluğu diye bir şey patlak veriyor; aynı anda da tatil tesellileri...
Gülünç belki...
Özle, çabala, bekle ve sonra yorgunluğunu yaşa!
Ama hem kendini, hem çevreni, hem de sosyal medyayı böyle olmadığına inandırmaya çalış...
Zor iş!

***

"Bayram tatilinde üç gün kaçıp kafamızı dinleyeceğiz abi" diyor; hele çocukları da kayınvalideye bırakırsak iyi olacak."
Biliyorum...
Berbat bir mesai anlayışının, kredi taksitlerinin, boş çırpınmalara emek harcatan iş tezgahlarının kurbanlarından o da...
Tam "dinleyebileceğin bir kafan kaldı mı?" diye soracağım, vazgeçiyorum...
Zaten artık gülümseyip geçme ve her şeyin sevdiklerimin istediği gibi olması için dua etme yaşındayım.

***

Bir manzara var; bir hatıra...
Şu anda gözlerimin önüne canlanıyor.
Rüzgâr denizin üzerinden kıyıya doğru; suyun üzerinde minik köpüklenmeler oluşturarak esiyor.
Sessizlik nasıl güzel...
Çakılların içindeki paslı yuvasına yerleştirilmiş mavi beyaz şeritli şemsiye önce devriliyor sonra ağır ağır yuvarlanıyor.
Onu kaldırıp yerine takacak kimsecikler yok.
Pek yakında sanki bir buyruğa uymuş gibi muazzam bir insan seli dolduracak bu sahili...
Bambaşka bir yer olacak.
İçimden hüzünlenerek "kimse bu anı, bu anın güzelliğini bilemeyecek" diye geçiriyorum.
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.