İhracatçılar ekonomi kanallarında ağlaşıyorlar...
Salı günü bir tekstilciyi izledim...
Önce Şimşek ve Erkan'ı göklere çıkardı, sonra çenesini dertli dertli sıvazlayarak, "Fakat şunu söylemek zorundayım" diye devam etti:
"Türk Lirası çok değerli, böyle giderse beklenen sıçramayı yapamayız."
Demek istiyor ki...
Doları tutmayın, çıkabildiği kadar çıksın, başka türlü uluslararası piyasada
rekabet şansımız olamaz...
Tekstil ihracatçısı beyefendiyi izlerken, içimden
"Vah sade insan vah!" diye geçirdim.
Lakin kriz zamanlarında
sade insana dolar ve lira hakkında ne düşündüğünü
kim sorar ki?
***
Günümüzün makro ekonomi kahramanları ihracatçılar...
Zamana göre değişiyor.
Çoğunlukla müteahhitler öne çıkıyor.
Pek nadir olarak sanayiciler...
Bazen hizmet sektörünün patronları...
Fakat ihracatçılar gerçekten ilginçler...
Ne yapılsa memnun olmuyorlar. Kendilerinden başkaları umurlarında değil sanki...
Geçen sene de hatırlarsınız, asgari ücretlerin maliyetleri yükseltmesinden şikâyet ediyorlardı.
***
Dün bir dostum,
"İhracatçı vesayeti yaşıyoruz" dedi.
Cari açık sorunu ve döviz ihtiyacının vesayeti desek yanlış olmaz.
Aslında bugünlerde...
Siyasetin pek tartışmadığımız ve aklımıza da getirmek istemediğimiz bir yüzüyle;
"para"yla ve dünya finans sisteminin aslında ne kadar elle tutulur bir politik güce sahip olduğu gerçeğiyle hesaplaşıyoruz.
Kendimizi aldatmayalım...
Bir süre daha böyle gidecek.
***
Bir de işin çarşı pazar tarafı var, malum.
Bütün bir yaz boyunca yüksek fiyattan almaya razı olsak bile birçok meyve, sebzenin düzgününü yiyemedik.
Herkes birbirinin kulağına fısıldadı:
İyileri ihracata gidiyor da ondan...
Bir tanıdığım mobilya alacak; katalogdan beğenmiş ama
"Birkaç ay beklemeniz gerekecek, bu ürünler şu an ihracat bağlantılı" demişler, küsmüş çıkmış mağazadan.
***
Şundan eminim, bu tünelden çıkarız...
İhracatçı da ışığın göründüğü noktaya doğru ilerleyen devasa mekanizmanın işleyen parçası...
Fakat şu nokta belli oldu: Bu gidişle ihracatçıları hükümet sevse, halk sevmeyecek.
***
NOT DEFTERİ
Bazı hakikatler insanın içini kaplar, bütün damarlarına, sinir uçlarına kadar her yerini doldurur ama bir damlasını bile dışarı atamazsın. (KEREM EKSEN / Ölümden Uzak Bir Yer)