Solculuk yaptığım (!) üniversite yıllarımda evden erkenden çıkıp Vezneciler'deki Site Yurdu'nda pazar kahvaltısına giderdim.
Büyük tepsilerde menemen yapar, altı, yedi kişi içine ekmek bandırırdık.
Bir yandan da Marks, Lenin, konuşurduk...
O zamanlar sosyalist devrim mi, "Milli Demokratik Devrim" mi tartışması çok gözdeydi...
Tabii
"solculuk" deyimi fazla hafif meşrep bir ifadeydi, biz "
devrim" istiyorduk ve tam olarak ne anlama geldiği konusu da fena halde bulanıktı.
Gençlik işte!
Sohbet sımsıcak olurdu, menemenler lezizdi...
Ama bir nokta beni çok huzursuz ederdi
Anadolu çocuğu arkadaşlarımın bu
ülke insanının "
inanç ve düşünce"
dünyasıyla aralarındaki mesafe olacak
şey değildi.
Sen kalk, Lenin'i satır satır ezbere bil ama babanın, dedenin tekbir getirirken göğüslerinin niçin kabardığına akıl erdireme!
Sen kalk, hasretini duyduğun ninenin tatlı bir davranışını an ama bunu "
cahillik" olarak nitelendir!..
Öylesine bir yabancılaşma...
***
Meral Akşener derdine yansın, ayrı konu...
Çünkü sorsan, şimdi muhalefet tabanının hepsi solcu...
Mizampli saçlar, Çeşme ve Bodrum'da yazlıklar ve Zülfü Livaneli romanlarından alıntılarla üretilmiş üfürükten bir solculuk ile saldırgan
dilli ve eskinin hayaleti devrimciliğin
garip bir karışımı...
Eski solcular bunların yanında zemzemle yıkanmış kalırlar.
Fakat halka dair...
Bizzat kendi anne babalarının ve her gün içinden geçtikleri sokakların dünyasından uzaklıkları berdevam...
Böyle bir solcu yayın organının yazarı da geçen gün "Evet, arkadaşlar, madem seçim kesin, konfor alanından çıkıyoruz,
cahille sohbeti açıyoruz, teke tek taktiksel konuşuyoruz, bu seferberlikte bu sefer kurtuluyoruz" diye yazmış.
***
Nasıl da uyanık, nasıl da zekiyim diye düşünüyor mu acaba?
Muhtemel...
Ama asıl cehaletin şu yazdıkları olduğunu hiç anlayamayacak hiç!
Neymiş, konfor alanından da çıkıyormuş.
Demek ki iki ay canı sıkılacak, yorulacak, sonra bir ay kadar da yas tutar.
Gerisi aynı teraneler ve gelsin yaz keyfi...
***
Umutsuz ve umarsız vaka hepsi!
Memlekete zerre faydaları olmadı; hep zarar.
Çünkü memleketi öğrenmeye niyetleri yok, olmayacak da...
Dışarıdaki efendileri buna izin vermiyor.
***
NOT DEFTERİ
Arada uzaklıklar bulunmasının ne değeri var. Yanyanayken de, insanlar birbirlerinden çok uzaklarda... ( KEMAL TAHİR / Notlar-12)