CANLI YAYIN
Ortalığa "evrenimizi düşünme" modası hâkim oldu...
Reklamlarda ve belgesellerde sürekli bu laf dönüyor...
Kapitalizm, sürekli "evrenimizi" düşünüyor; evrenimizin geleceğini planlıyor, hatta belki biz beceremeyiz diye, hani o bir zamanlar pek gözde olan deyişle, sanki evrene dilek gönderiyor!..
O arada...
İnsan, insanlıktan çıkartılıyormuş, insan global rüzgârlar altında un ufak ediliyormuş...
Bu ne zaman umurunda oldu ki kapitalizmin?
Konu özellikle iklim meselesi ise, şirketlerin halkla ilişkiler departmanları daha çok "gezegen" demeyi tercih ediyor; "Aman ha, başka gezegen yok!" duygusu veriliyor alttan alta...
Bir makarna şirketi, kutusundaki minicik saydam plastik pencereyi kaldırmış, "Siz ve gezegenimiz için" diyor.
Sürdürülebilir paket diyor.
Güzel!
Güzel de, biz sürdürülebilir miyiz acaba?
Hani gündelik hayatın dertleri çok ağır bastırıyor da...
Mesela geçen yıl ülke olarak tam 60 milyon kutu antidepresan tüketmişiz...
Market etiketleri, kiralar, enflasyon malum...
Gezegene sıra mı gelir!
Onlarla aynı dünyada mıyız, insan emin olamıyor tabii...
Mesela ben damadına "Karbon ayak izin kaç?" diyen bankanın "dünya"sına aşina değilim.
Hem niye bu reklamlar da insanları tek tek sersem yerine koyar gibiler?
Çaçaron bir edayla yakışıklı buldukları genç adamın "karbon ayak izi"ni soran genç kız, gerçekten rol model olabilir mi?
O malum deyimi kullanmadan yapamayacağım: Sanki global sistemin "üst aklı" bizimle dalgasını geçiyor...
Yalan mı?
Reklamlarda ve belgesellerde sürekli bu laf dönüyor...
Kapitalizm, sürekli "evrenimizi" düşünüyor; evrenimizin geleceğini planlıyor, hatta belki biz beceremeyiz diye, hani o bir zamanlar pek gözde olan deyişle, sanki evrene dilek gönderiyor!..
O arada...
İnsan, insanlıktan çıkartılıyormuş, insan global rüzgârlar altında un ufak ediliyormuş...
Bu ne zaman umurunda oldu ki kapitalizmin?
***
"Gezegen" diyen şirketler de var...Konu özellikle iklim meselesi ise, şirketlerin halkla ilişkiler departmanları daha çok "gezegen" demeyi tercih ediyor; "Aman ha, başka gezegen yok!" duygusu veriliyor alttan alta...
Bir makarna şirketi, kutusundaki minicik saydam plastik pencereyi kaldırmış, "Siz ve gezegenimiz için" diyor.
Sürdürülebilir paket diyor.
Güzel!
Güzel de, biz sürdürülebilir miyiz acaba?
Hani gündelik hayatın dertleri çok ağır bastırıyor da...
Mesela geçen yıl ülke olarak tam 60 milyon kutu antidepresan tüketmişiz...
Market etiketleri, kiralar, enflasyon malum...
Gezegene sıra mı gelir!
***
Bazıları da elle tutulur bir imaj çağrıştırmak için "dünyamız" diyorlar; dünyamızı düşünüyorlar.Onlarla aynı dünyada mıyız, insan emin olamıyor tabii...
Mesela ben damadına "Karbon ayak izin kaç?" diyen bankanın "dünya"sına aşina değilim.
Hem niye bu reklamlar da insanları tek tek sersem yerine koyar gibiler?
Çaçaron bir edayla yakışıklı buldukları genç adamın "karbon ayak izi"ni soran genç kız, gerçekten rol model olabilir mi?
O malum deyimi kullanmadan yapamayacağım: Sanki global sistemin "üst aklı" bizimle dalgasını geçiyor...
Yalan mı?
***
Tam şu sıra Mısır'ın Şarm El Şeyh şehrinde Birleşmiş Milletler İklim Zirvesi yapılıyor.
Pek turistik bir yerdir...
Konuklar orada kucaklaşacak, laflayacak, kafa dağıtacaklar, arada da gezegenimizi dert edinecekler.
BM Genel Sekreteri Guterres ne demişti bir önceki zirvede, hatırlarsınız: "İki seçenek var. Ya toplu intihar ya da toplu eylem."
Anlayacağınız...
Tek tek kaybeden ve toplu eyleme mecali olmayanların; yani "sade insan"ın bu denklemde yeri yok.
***
NOT DEFTERİ
Gelgelelim zamanın hepimiz için tükenmekte olduğunu hissediyorum Doktor, bana katılıyor musun? (J. G. BALLARD / Kristal Dünya)
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
