CANLI YAYIN
Bak sen!
Sosyal medyanın ünlü astroloğu yazmış: "Venüs terazi burcuna geçmiş, üzerimize bir rehavet gelecekmiş" falan...
Peki sonra?
Tam olarak şöyle diyor astrolog: "Love mevsimi başlıyor!"
Aşkı, sevmeyi, sevişmeyi anladım ama herhalde bu "love" başka bir şey.
Ya da hiçbir şey anlamadım.
Neyse, çok dalga geçilince unutuldu, birkaç reklam şirketinde son kalıntıları kalmış olabilir, bilemiyorum.
Ama geçen gün ne göreyim! Bir "kişisel gelişim" gurusu binlerce takipçisine sabaha güzel başlamanın başarıya olumlu etkisini videoyla anlatırken "İyi bir kahvaltı set up'ını unutmayın" demez mi? Dünyanın en normal sözüymüş gibi kullanıyor bir de...
Ne diyorum hep?
Mümkünse "kişisel" gelişmeyelim!
Hatta böyle "başarımız" da batsın!
2010 yılında bir pazar notumda böyle yazmışım. 12 yıl sonra düşünüyorum. O benzin istasyonları yok ki şimdi! Hepsi uluslararası havaalanları gibi steril ve çok hareketli alışveriş yerlerine dönüştüler. Araba vapuru mu? İki boğaz da artık köprüden geçiliyor. Şafak vakti bir çay içimi martılara simit atarak geçirilen feribot yolculuğu yok artık. Sık gittiğim balıkçı lokantasının denize bakan tarafına gösterişli duvarlar çıkıldı, ardına bir restoran yapıldı, rüzgâr falan kalmadı.
Cevap veriyorum...
Ev elbette ısınmaz. Enerji Bakanlığı uzmanları yanılıyorlar.
Fakat eğer kurabiye yapmışsanız mesela, kokusu mis gibiyse...
Ya da dereotlu poğaça...
Açık bırakın kapağı, o rayiha bütün odalara dağılsın, içiniz mutlaka ısınacaktır.
Sosyal medyanın ünlü astroloğu yazmış: "Venüs terazi burcuna geçmiş, üzerimize bir rehavet gelecekmiş" falan...
Peki sonra?
Tam olarak şöyle diyor astrolog: "Love mevsimi başlıyor!"
Aşkı, sevmeyi, sevişmeyi anladım ama herhalde bu "love" başka bir şey.
Ya da hiçbir şey anlamadım.
***
Bir zamanlar plaza çalışanlarının dilinden düşmeyen İngilizce deyimler vardı. Mesela hemen bir toplantı "set" edilirdi. "Tertip etmek" onlar için pek demodeydi; "hadi toplanalım" demek pek basit gelirdi. "Set" ederlerdi...Neyse, çok dalga geçilince unutuldu, birkaç reklam şirketinde son kalıntıları kalmış olabilir, bilemiyorum.
Ama geçen gün ne göreyim! Bir "kişisel gelişim" gurusu binlerce takipçisine sabaha güzel başlamanın başarıya olumlu etkisini videoyla anlatırken "İyi bir kahvaltı set up'ını unutmayın" demez mi? Dünyanın en normal sözüymüş gibi kullanıyor bir de...
Ne diyorum hep?
Mümkünse "kişisel" gelişmeyelim!
Hatta böyle "başarımız" da batsın!
***
Rüzgârı seviyorum. Peki hangi rüzgârları seviyorum? Benzin istasyonlarında, araba vapurlarında, salaş pansiyonların bahçelerinde, balıkçı lokantalarında benimle konuşan rüzgârları...2010 yılında bir pazar notumda böyle yazmışım. 12 yıl sonra düşünüyorum. O benzin istasyonları yok ki şimdi! Hepsi uluslararası havaalanları gibi steril ve çok hareketli alışveriş yerlerine dönüştüler. Araba vapuru mu? İki boğaz da artık köprüden geçiliyor. Şafak vakti bir çay içimi martılara simit atarak geçirilen feribot yolculuğu yok artık. Sık gittiğim balıkçı lokantasının denize bakan tarafına gösterişli duvarlar çıkıldı, ardına bir restoran yapıldı, rüzgâr falan kalmadı.
***
Bir anne yakınıyor: "Bana okulda öğrettikleri hususi olarak çarpıtılmış veya yalan tarihi çocuğum öğrenmesin diye bin türlü yol denerken hâlâ aynı kurgu tarihin müfredatımızın omurgasını oluşturduğunu görmem ne acıklıdır."***
Dünkü yazımın başlığını hatırlarsınız: "Fırın kapağı açık olursa içimiz de ısınır mı?"Cevap veriyorum...
Ev elbette ısınmaz. Enerji Bakanlığı uzmanları yanılıyorlar.
Fakat eğer kurabiye yapmışsanız mesela, kokusu mis gibiyse...
Ya da dereotlu poğaça...
Açık bırakın kapağı, o rayiha bütün odalara dağılsın, içiniz mutlaka ısınacaktır.
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
