CUMARTESİ NOTLARI: Bityeniği
***
Pandemiyi sonlandırmak isteyenler ile sürdürmek isteyenler kıyasıya çarpışmaya başladılar. Anglosakson medyası "roket hızıyla yükselen" kanser grafiklerini ön plana çıkarmaya başladı. Çin ve Avrupa medyasında ise yeni çıkacak varyantların tedirginliği pompalanıyor. Bakalım, bizim medyada hangi taraf ağır basacak.***
Gülünçleşeceğiz ve bunun farkına bile varmayacağız. Öyle mi? Buyrun... Kot pantolonların yapımı için çok yüksek miktarda su tüketiliyor ve karbon ayak izi de çok fazla... Bir Hollanda firması kiralık kot üretip pazarlıyormuş. Bizim Nişantaşı entelleri de bunu fark etmiş, internet sitelerinde yağlayıp ballıyorlar. Neymiş, böylece "eğlence" sürecek (bu kelimeyi onlar kullanıyor) ama çevreye de zarar verilmeyecekmiş. Yahu kardeşim, madem öyle eğlence bunun neresinde? Böyle pop kültür oyalanmalarıyla nereye kadar?***
"Bir defa Bektaşiliğin doğuşunda, zaman farkından dolayı Hacı Bektaş'ın fiili tesiri söz konusu değildir." Bu sözler Prof. Dr. Ahmet Yaşar Ocak'ın Aktüel Tarih dergisindeki söyleşisinden... Dergide çok nitelikli yazılar, söyleşiler, polemikler var. Meraklısı mutlaka edinmeli.***
Şu sıralarda dijital platformlarda Birinci ve İkinci Dünya Savaşları üzerine belgesellere vurdum kendimi. Çok ilginç yapımlar var. Resmi tarih yalanlarını istemeyerek de olsa göz önüne seren belgeseller. Bunlardan biri Netflix'teki Tokyo Trials/Tokyo Duruşmaları... İzlemelisiniz.Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
- Durum ciddi (28.11.2024)
- Öğretmenler Günü (26.11.2024)
- Taktik hep aynı (25.11.2024)
- ‘Kıyamet kopmak üzere...’ (24.11.2024)
- Haftanın notları: Korka korka nereye? (23.11.2024)
- Ne oluyor, ne olacak? (21.11.2024)
- Çığ (19.11.2024)
- ABD’yi konuşmaktan mı korkuyorsunuz? (18.11.2024)
- ‘Ben... şey... inanacağım’ (17.11.2024)
- Haftanın notları: Maneviyat ölünce... (16.11.2024)