"Kafamla değil, kalbimle tasarladım..."
Orta yaşlarının sonlarındaki
adam karısına sarılıp oturma odalarındaki
dev camekândan İskoçya'nın ıssız
kırlarına bakıp bunları söylüyor.
Camekânın dışında üzerine yeni bir ev inşa edilecek kadar geniş bir teras uzanıyor.
Terasın bir ucunda yağışlı mevsimin geçmesini bekleyen iki şezlong ve bir sehpa var.
Çiftimiz emeklilik birikimleriyle eski evlerinin satışından gelen parayı bunu inşa etmeye harcamış.
Dağ başında 500 küsur metrekarelik şık bir taş yığını...
Ama
"kalp" bu mudur?
Terasın yalnızlığa adanmış ıssız görüntüsü içimi üşütüyor, kanalı zaplıyorum.
***
Belki anlamışsınızdır...
"Büyük Tasarımlar" adlı yabancı belgeselden söz ediyorum..
Ne zaman bu programa rastgelsem...
Harcanıp giden ruhsal enerjiye, kimseye hayrı olmayan maddi zenginliğe ve obur arzulara gıcık oluyorum.
Ha! Meraklısı için yazayım...
Çiftimiz şimdilik mutlu!
Bu programda evlerini izlediğimiz bütün çiftler gibi,
"İşte başardık!" mutluluğunu yaşıyorlar.
Ama torunları ziyarete kaç kez gelecek, o boş odalar dolar mı, bilemiyorlar...
***
"Mutluluğun Sakıncaları" kitabının yazarı
Elizabeth Farrelly, beyaz yakalı emeklilerdeki
"büyük ev manyaklığı"nın Avustralya'da geldiği noktayı şöyle sorguluyordu: "Bu evleri nasıl oluyor da
hakkımız olarak görüyoruz?
Niye beklentilerimiz böyle müsrif?"
Üstelik 2000'li yıllarda aynı evi paylaşan aile üyelerinin sayısı yüzde 40 küçülürken, orta sınıf evlerinin dahi ortalama metrekaresi yüzde 64 artmış.
Odalar ve her odada banyolar çoğaldıkça çoğalmış.
Anlattığım belgesel dizisinin bir bölümünde de sunucu şöyle diyordu:
"Güzel artık büyük demek."
Tasarım gaddarlığının adı estetik, açgözlü hayaller mutluluk sayılmış anlayacağınız.
Bizde de artık durum pek farklı değil.
İşin fenası...
Alt gelir gruplarının da arzu yatırımlarını, hayallerini ve tüketim tasavvurlarını bu iştahlar besliyor, bu
"tatmin" kültürü kışkırtıyor.
***
Bu satırları yazmadan önce
2025 sonrasının muhtemel ekonomik gelişmelerine dair iki makale okudum...
Büyük evlere ne olacağı umurumda değil elbette.
Lakin edindiğim izlenim şu..
Artık sadece zenginler, zengin görünecek!
Orta sınıfların birbirlerine hava atmak için pek az zamanı kaldı sanırım.
Belki
Metaverse'in sanal evlerinde tatmin olurlar
Şimdi pazar pazar işin o tarafını anlattırmayın bana...