HAŞMET BABAOĞLU

CUMARTESİ NOTLARI: İyi günde kötü günde...

Modern zamanlarda sevmek bir tür "iyi gün garantisi" olarak anlaşıldığından, kötü günler geldiğinde atmosfer değişiveriyor. İnsanlık hali diyelim. Ama işin özü o değil. Seviyorsak, "iyi günde kötü günde" diye ahitleşiriz. Kötü günde düzen bozulur ama sevgi varsa eğer, ilişki direnir, dayanır, dayanışır... Şimdi bunu bir de siyaset teorisi, hatta güncel siyaset açısından düşünmenin tam yeri, tam zamanıdır.

***

Berraklık ve kendini aldatmayı hedeflemeyen malumat, zihnin çelik suyudur. Direnç kazandırır. Hazırlar, güçlendirir. Yani ne demek istiyorum? Şunu... Bir haftadır global enerji ve hammadde grafiklerine bakmaktan gözlerim haşat oldu. Yorumları da okudum. Çıkardığım sonuç: Dünyadaki gıda enflasyonu 2022'de de sürecek ve petrol fiyatlarının daha yukarılara çıkma ihtimali de yüksek.

***

Astrologlarla takipçileri arasında kötü Türkçe ve şifreleşme uyumunu ilgiyle takip ediyorum... Mesela bir astrolog, "Bireysel duyarınızı açık tutun" diyor, takipçiler şıp diye anlıyor. Garip! Nedir bu, bir düğme mi? Yoksa "şakra" mı kastediliyor? Duyarlılık ile "duyar" aynı şey mi? "Duyar kasmak!" deyimindeki "duyar" buysa, nasıl açık veya kapalı tutuluyor?

***

Kırk yılda bir ortalığa karışırım. Panel, seminer gibi şeylerle ilgim yok. Fakat geçen hafta TÜGVA'da düzenlenen "Kültür-Sanat Okulu" seminerleri çerçevesinde bir saatliğine bildiklerimi, düşündüklerimi anlattım ve sordum: "Çağdaş sanata gerçekten ihtiyacımız var mı?" Kişisel olarak cevabım açık: Güzellik inşasıyla bağını koparmış bir sanata ihtiyacımız olduğundan emin değilim. Ama şu da var tabii: Çağdaş sanat müzeleri, sergiler, galeriler olmasa Instagram ne kadar renksiz olurdu? Çağdaş sanat fotoğrafta iyi duruyor, havası da var... Şimdi diyeceksiniz ki, dalga mı geçiyorsun? Evet! Hem dalga geçiyorum, hem de gerçeği tasvir ediyorum.

***

Kibrin kokusu mu var? Son zamanlarda bana öyle geliyor. Kendisi gelmeden kokusu geliyor. Kokusundan tanıyorsunuz. Çarçabuk kokusu çıkıyor, falan... Öyle bir şey!

***

Susan Sontag 1973 yılında Çin ve Vietnam'a bir yolculuk yapmıştı. O sırada günlüğüne kaydettiği bir not: "Çin, ya gerçek değil (bir zoraki gösteri) ya da sürdürülemez. Materyalizmin pençesine düşünceye kadar bekleyin!"
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.