Bütün bunlar tesadüf mü?
Birincisi...
Bir dizinin içinde iki ürün göründü mü, ertesi haftadan başlayarak satış rekoru kırıyorlar.
Süper kahramanlı bir filmde caddelerde fırtına gibi esen otomobil markası birden pazar payını ikiye katlıyor.
Fakat akademik çalışmalar(!) dizi ve filmlerin hem karakterlerinin, hem de olay örgüsünün kitleleri sanıldığı kadar etkilemediği iddiasında ısrarlılar...
Bu doğru olabilir mi?
Oysa gündelik hayat, yanlış diyor.
***
İkinci soru biraz farklı...31 Aralık 2019'da birden anonsu başlayan ve 2020'nin ilk günü Netflix'te gösterimi başlayan Mesih dizisi...
2021 sonbaharında vizyona giren ve bilimkurgu içine saklanmış bir "mehdi" hikâyesi anlatan "Dune" filmi...
Ve 21 Aralık'ta vizyona gireceği açıklanan yeni Matrix filmi; yani filmin orijinal adıyla söylersek "The Resurrections/Yeniden Diriliş"i konuşarak geçecek 2022 yılı...
Bütün bunlar sadece tesadüf olabilir mi?
Olabilir, diyelim ve geçelim... mi?
***
Aslında bugün sadece bir diziden söz edecektim.Ergenlik çağının başlarında çocukları olan iki arkadaşımdan işittim.
Çocukları onlara küsmüş...
Neden?
Çünkü onlara Netflix'te Squid Game izlemelerini istemediklerini söyleyip aboneliklerini iptal etmişler.
Squid Game ne?
Bir "hayatta kalma" kavgası...
Bir "oyun"u anlatıyor.
Kaybedenlerin öldüğü bir oyun.
Oyun, hayatta kaybedenler için son "yırtma" şansı...
Arka planda siyaset, sosyal eşitsizlikler, göçmen sömürüsü, haset, hırs ve daha pek çok şey var elbette.
Dizi eylül ayında gösterilmeye başlandı ve bir anda 90 ülkede en çok izlenen dizi oluverdi.
***
Neden böyle çarptı insanları bu Güney Kore dizisi?Ve neden tam şimdi?
Ercan Yıldırım'ın şu yorumunun altını çizmek isterim: Dünya, yoksa en başa, yani doğal hukuka mı dönüyor?
Bu tür distopya dizileri bir hazırlık mı? Yoksa bu hukukun zaten içimizde gayet diri biçimde varlığını sürdürdüğüne mi işaret ediyor diziye gösterilen ilgi?
Öyle ya...
"Salgın ve küresel kriz artık insanlara hayatta kalmak için her şeyi yapabileceklerini, özneleşmeye çalıştıklarında başlarının ezileceğini, kendisine dikte edilen kurallara uyduklarında var kalacaklarını belirleyen irade egemenliğini kuvvetlendirdi." (ercanyldrm.com)
Boşuna yırtınmıyorum...
Uyanık kalmak zorundayız, uyanık ve şuurlu...
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
- Durum ciddi (28.11.2024)
- Öğretmenler Günü (26.11.2024)
- Taktik hep aynı (25.11.2024)
- ‘Kıyamet kopmak üzere...’ (24.11.2024)
- Haftanın notları: Korka korka nereye? (23.11.2024)
- Ne oluyor, ne olacak? (21.11.2024)
- Çığ (19.11.2024)
- ABD’yi konuşmaktan mı korkuyorsunuz? (18.11.2024)
- ‘Ben... şey... inanacağım’ (17.11.2024)
- Haftanın notları: Maneviyat ölünce... (16.11.2024)