Yeni tercihler baş gösterir.
"Eh, canım olur öyle şeyler" diyebileceğimiz
davranışlarla karşılaşmaya
başlarız.
Bazen aklen olmasa bile psikolojik bakımdan anlaşılır saydığımız şeyler...
Bazen "belki bir süre sağlık açısından denemeye değer" diye baktığımız tercihler...
Sonra bir bakarız ki...
Meğer merdivende bir basamakmış...
Geçişmiş sadece...
Hatta bazen basbayağı tuzakmış!
***
Vejetaryenlik mesela...
Şunun surasında altı, yedi yıl öncesine kadar
"veganlık" var mıydı?
Etle problemi olanlar vejetaryen oluyorlardı.
Şimdi sözünü eden kalmadı.
Geçen gün pek ünlü bir kahve zincirine girince fark ettim ki, kasanın arkasındaki bütün afişler
"vegan tercihler" üzerineydi ve bizim de gönlümüzü çalmaya çalışıyorlardı.
Hemen yan tarafındaki burgercide de durum farklı değildi.
Bazılarımız meseleyi hâlâ medyada çıkan havalı haberlerden ibaret sayıyor, yazık ki!
Oysa
"gelecek" geldi işte!
Çoktan geldi...
***
Bakın...
Bizim ruhen demode ve
yöneticilerinin ara ara toplanıp en iyi lahmacun nerede yapılıyor turuna çıktığı medyamız bile dünyanın en tabii hadisesiymiş gibi
"yapay et"ten bahsediyor.
Akademimiz de övünüyor;
"Yapay et üzerine çok önce çalışmaya başladık, yakında üretimimiz piyasaya sürülecek" diye.
Bunu da geçtim...
Altan alta
"İlle de et mi istiyorsunuz, buyrun size protein deposu un kurtları, çeşit çeşit kurtçuklar" diyorlar.
Midesi bulanıp da öğürene de bıyık altından gülüyorlar; "Yakın bir zamanda görürüm bunları hapur küpür atıştırırken" der gibi...
***
Peki bütün bunların üzerinde hakkıyla durabiliyor, sorguluyor muyuz? Hayır!
İklim mücadelesi adı altında yükselen yeni düzenin, bu yaklaşan "şirk-et" dünyasının neyin nesi olduğunu anlamamızı önleyen dertlerimiz var çünkü...
Gelecek elektrik faturaları, giysi etiketlerini uçuracak yüzde 60 zamlanan pamuk taban fiyatları, Nihal Yalçın'ın abuk konuşmaları, okullar yeniden yüz yüze öğretime kapanacak mı endişemiz ve diğerleri...
O yüzden küreselci elitler hiç çaktırmadan elimizden tutup bir "geçiş" aşamasından ötekine sürüklüyorlar bizi...
***
NOT DEFTERİ
Dünyayı bize büyük gösteren bizim küçüklüğümüz, oğul. Hırsımız, sabırsızlığımız, bencilliğimiz. Önce bu yüzden küçülüyor, sonra da dünyayı çok büyük görüyoruz... (TARIK BUĞRA / Osmancık)