HAŞMET BABAOĞLU

İlaç ve insan deyince...

"İlaçlarımız sadece hastalarla sınırlı. Bu bir şirket için ciddi problem. Oysa Wrigley sakızlarına benzeyebiliriz. En büyük hayalim sağlıklı insanlara yönelik ilaçlar üretmek, ürünlerimizi herkese satmak..."
Kim demiş bunu?
1965-1975 yılları arasında dev ilaç şirketlerinden Merck&Company'de CEO'luk yapan Henry Gadsden...
O zamanlar Fortune dergisinde kendisiyle yapılan bir söyleşide demiş...
Aslına bakarsanız, bütün dev ilaç şirketlerinin hayalleri buydu.
Müşterilerinin toplumun sadece yüzde 15'ini oluşturmasını kabul edemezlerdi.
Derhal yeni metabolik ve psikiyatrik hastalık tanımlamaları yapıldı.
Hayalleri gerçek oldu.
İlaçlar sakıza döndü.
Bütün insanlar bir anda "hastalıklı" oluverdi.
Yaşı yetenler bu değişim tablosunu kendi hayatlarından biliyorlar.

***

Yazıya niye bu pek meşhur ama bilinmezden gelinen hikayeyle başladım, derseniz...
Çünkü bize hala "aman doktor, canım doktor" hikayelerini yutturmaya çalışıyorlar.
Palavra...
Hem de çok uzun zamandır...
Hekimlerin de havası çok ama durumları acıklı.
Onlar da tarama yöntemleri, sağlık sektörü ve ilaç endüstrisinin uzantıları haline geldiler.
Artık sağlık sadece soyut bir ideal.
Üzerine bir de pandeminin bastırdığını düşünecek olursak, halimizin perişanlık olmadığını kim söyleyebilir?

***

Geçmiş zaman...
Rahmetli babaannem her yere gripin kutusunu taşırdı.
Meme kanseri tedavisinin ürettiği dertler, romatizma ağrıları, canını sıkan ihtiyarlık kederi...
Hepsine bakkalda bile satılan minik bir tablet deva oluverirdi.
Onun bu haline takılıp duran torunlarına gülümser, "karışmayın bakayım, başka ilaç gerekmez" derdi.
Sonra dünya öyle hızlı değişti ki...
Rahmetli şimdi torunlarının hekim kapılarında reçete yazdırma telaşını ve ecza dolaplarındaki kalabalığı görebilseydi, ne düşünürdü acaba?

***

İçine hapsolduğumuz gelişmelerin öznesi olduğumuz konusunda epeydir şüpheliyim.
Sürüklenip gidiyoruz.
Ama diyorum ki...
Hiç değilse bilelim başımıza ne geldiğini...
Hiç değilse, zihnimiz diri ve sağlıklı kalsın!
Hesap günü söylecek sözümüz olsun.

***


NOT DEFTERİ
Toplumumuz vahşi doğaya yaklaşıyor. Mobbing bir salgın boyutuna ulaştı. İyi bir hayat yaşama kaygısı, gitgide hayatta kalma kaygısına doğru dönüşmektedir. (BYUNG-CHUL HAN / Yorgunluk Toplumu)

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.