Öyle bir dönem ki...
İşaretler birbirini takip ediyor, mesajlar yarışıyor, semboller savaşıyor...
Düşünsenize...
Önce Çin aşısıyla başladık, sonra sanki
Amerikalı dev şirket Pfizer'ı değil de, (Sağlık Bakanı'mızın sık kullandığı ifadeyle)
"Uğur Hoca"yı muhatap alan bir tavırla araya BioNTech aşısını karıştırdık...
Derken...
ABD ile politik mesafemiz iyice açılırken...
İş geldi Rus aşısına dayandı.
Sputnik V aşısının ilk partisi mayısta gelecek...
***
Aşının adı Sputnik V...
Bizim gazeteler, "Aşı adını uzaya fırlatılan ilk Sovyet uzay aracından alıyor" cümlesini kullanıyorlar.
O kadarcık mı? Hayır!
Soğuk Savaş döneminin teknoloji, bilim ve uzay yarışını anlamadan
"ilk fırlatma"nın anlamını da kavrayabilir miyiz?
ABD, elindeki Nazi artığı bilim adamlarıyla roket ve uzay çalışmaları yaparken Sovyetler'in birdenbire 4 Ekim 1957'de uzaya Sputnik 1'i gönderip yörüngeye oturtması
Washington'da büyük şoka neden olmuştu.
Beklenmedik bir başarıydı ve Amerikalıların morali bozulmuştu.
O kadar ki, yaşananlara geçen yüzyılın tarihçileri
"Sputnik krizi" adını verdiler, çünkü Sovyetler durmamış hemen bir ay sonra da Sputnik 2'yi uzaya göndermişlerdi.
ABD apar topar aralık ayına Vanguard'ı yetiştirdi ama araç kalkış platformunda patladı.
***
Yani aşıdır, sağlıktır, çaredir diyorsanız...
İş asla bundan ibaret değil, olmayacak da...
Rusların aşılarına Sputnik adını vererek şu mesajı da dünyanın kafasına çakmak istedikleri söylenebilir:
"Sovyetler'den Rusya'ya tarih kesintisiz biçimde sürüyor."
Olayın bizim medyamızda pek
konuşulmayan bir yanı daha var...
Sputnik aşısını, Sovyet döneminin
ünlü biyolojik savaş merkezi 48. Merkezi Bilimsel Araştırmalar Enstitüsü'nün yürüttüğü iddia ediliyor.
Hatırlatayım...
ABD Başkanı Biden koltuğa oturduktan hemen sonra birçok Rus kimyasal-biyolojik silah kurumunu
"kara liste"ye alan imzaları atmıştı.
Bunların arasında 48. Araştırma Enstitüsü de vardı.
***
Batı medyası,
Ağustos 2020 gibi çok erken bir tarihte resmi onay aldığı için Sputnik V aşısı üzerinde şüphe bulutları yayıyor.
Oysa
ABD'nin Moderna'sı (tarihe çok dikkat edin!) daha Ocak
2020'de SARS-CoV-2 için bir aşı geliştirmekte
olduğunu açıklamıştı, sonrası
da bildiğimiz gibi geldi.
Sormalı elbette...
Bu kurumlar, bu şirketler
salgının patlak vereceğini çok önceden biliyorlar
mıydı?