Cumartesi notları: Fikri Bey’e teşekkürlerimizle...
***
TV'de bir başka sohbet programı... Bir ünlü 2020'nin kendisine hayırlı gelen yanlarını anlatıyor. "Eve dönmem çok iyi oldu. Kendimi tanıdım." Bu "kendim" denen şey, biz dışarı çıkarken hep evde kalırmış demek ki! Şaka gibiler...***
Akıllı telefonlarımız sanki özel olarak bugünler için tasarlanmış... Birçok insan için "Her gün metrodan çıkınca işe kadar on dakika yürüyüşüm var" gibi laflar neredeyse geçmişte kaldı. İş güç peşinde oradan oraya koşuşturmalar, gezmeler, dolaşmalar bitti. Şimdi oturduğun sitedeki yürüyüş parkurunda dolanıyorsun ve cebindeki adım sayar bir "marifet" yaptığını hissettiriyor sana! "Hımm, iyi... Bugün 5 bin adımı buldum" diyorsun, bulamadıysan hayıflanıyorsun. İşe bakın! Osman Müftüoğlu da "yürüyün" demiyor artık, "Günde 7 bin adımı hedefle" diyor. "Adım"dan önceki hayata döner miyiz? Hah! Hayatımıza giren kelimelerin otoritesini küçümseyip hayal kurmayın!***
Bence Fikri Sağlar'a teşekkür etmeliyiz. Belli bir çevrede oluşturulmaya çalışılan "geçti o günler" illüzyonunu bir çırpıda yıkıverdi. Üstelik daha sonra yaptığı yazılı açıklama "Gidin evinizde veya köyünüzde örtünün" tezinin hâlâ hayatta olduğunu gösterdi. Korkarım ki, imkân ve güç bulduklarında eski günlere dönüverecekler.Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
- Ne oluyor, ne olacak? (21.11.2024)
- Çığ (19.11.2024)
- ABD’yi konuşmaktan mı korkuyorsunuz? (18.11.2024)
- ‘Ben... şey... inanacağım’ (17.11.2024)
- Haftanın notları: Maneviyat ölünce... (16.11.2024)
- Son... Bahar (15.11.2024)
- Nükleer ciddiyet! (14.11.2024)
- Hangi aile? (12.11.2024)
- Sahnede ne var? (11.11.2024)
- Gördüm (10.11.2024)