HAŞMET BABAOĞLU

Cumartesi notları: Fikri Bey’e teşekkürlerimizle...

Bir dizi oyuncusuymuş... Görünüşte, saçı sakalı ağarmış, gayet olgun bir adam... Yeni yıldan beklentiniz nedir diye soruyorlar. Dramatik bir edayla "Artık sanatın, şiirin, müziğin önemi anlaşılsın ki, insanlar empati kurmayı öğrenebilsinler, barış gelsin dünyaya" gibi beylik laflar ediyor. Güzellik yarışmalarının son 10'una kalan kızlarla sol makyajlı "kültür mahallesi" sakinleri arasında pek bir fark yok!.. Hep aynı klişeler. Hiç dönüp zihinde tartılmamış, hiç tarih bilgisiyle sorgulanmamış ama "ekmek" getirmesi garantili sloganlar... Ekrandaki bu saçmalığı izledikten sonra elimdeki şiir kitabını bıraktım. Sonra Stalin dönemini anlatan bir belgesel açtım. Kimsenin kimseyi anlamadığı "sosyalist gerçekçi" resimler, şiirler, müzikler resmi geçit yapıyordu. Sonra Irak bombalanırken zamanın ABD Dışişleri Bakanı Condolezza Rice'ın Carnegie Hall'da verdiği konserinin videosuna baktım. İyi piyanisttir.

***

TV'de bir başka sohbet programı... Bir ünlü 2020'nin kendisine hayırlı gelen yanlarını anlatıyor. "Eve dönmem çok iyi oldu. Kendimi tanıdım." Bu "kendim" denen şey, biz dışarı çıkarken hep evde kalırmış demek ki! Şaka gibiler...

***

Akıllı telefonlarımız sanki özel olarak bugünler için tasarlanmış... Birçok insan için "Her gün metrodan çıkınca işe kadar on dakika yürüyüşüm var" gibi laflar neredeyse geçmişte kaldı. İş güç peşinde oradan oraya koşuşturmalar, gezmeler, dolaşmalar bitti. Şimdi oturduğun sitedeki yürüyüş parkurunda dolanıyorsun ve cebindeki adım sayar bir "marifet" yaptığını hissettiriyor sana! "Hımm, iyi... Bugün 5 bin adımı buldum" diyorsun, bulamadıysan hayıflanıyorsun. İşe bakın! Osman Müftüoğlu da "yürüyün" demiyor artık, "Günde 7 bin adımı hedefle" diyor. "Adım"dan önceki hayata döner miyiz? Hah! Hayatımıza giren kelimelerin otoritesini küçümseyip hayal kurmayın!

***

Bence Fikri Sağlar'a teşekkür etmeliyiz. Belli bir çevrede oluşturulmaya çalışılan "geçti o günler" illüzyonunu bir çırpıda yıkıverdi. Üstelik daha sonra yaptığı yazılı açıklama "Gidin evinizde veya köyünüzde örtünün" tezinin hâlâ hayatta olduğunu gösterdi. Korkarım ki, imkân ve güç bulduklarında eski günlere dönüverecekler.
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.