Amerika Müslümanlara yasaklanınca...
Bugüne kadar çok gerekçe sıraladım. Onların hepsi toplanıp gelip bir noktada düğümleniyor. Evet, insanlar sokaklarda yürüyorsa da, gelişmeleri protesto ediyorsa da, ne yazık ki, demokrasi pek artık kitlelerin umurunda değil.
Düşünün ki, 11 Eylül gibi sert travmalara yol açan bir eylemden sonra bile teşebbüs edilemeyen o adım şimdi atılıyor ve Müslümanların Amerika'ya girişi yasaklanıyor. Bu durumun başka bir açıklaması olabilir mi? Demokrasi kitlelerin meselesi olsaydı ne Trump seçilebilirdi ne de bugünkü şu tablo ortaya çıkardı. Fakat bu işler bir günde oluşmadı.
Mermet, 1980 sonrasında 'yedi büyük devrimin' oluştuğunu söylüyor. Bunlar, bireyselleşme, feminizasyon, küreselleşme, teknolojileşme, tüketicilik, yataylaşma, zaping. O yazıda bunların arasında 'demokratikleşme' yok diye yakınıyorum. Bunların her birisi olumlu-olumsuz açılımlar. Fakat demokratikleşmeyi bir sosyolog söz konusu edemiyor. Dileyen o yazıya başvurabilir.
Arada birçok farklı hamleler yapıldı. Örneğin adı 'Hüseyin' olan, Müslümanlıkla bir bağı bulunan, siyah bir kişi ABD'de Başkan oldu. Ama onun dönemini tamamladığı günlerde de Trump seçiliyor, ardından şu tartıştığımız oluşumlar baş gösteriyordu.
Kişisel olarak Obama döneminin ilk yıllarında demokratikleşme cephesinde önemli ilerlemeler olacağını düşünüyordum. Olmadı. Niçin olmadığını, neredeyse üç haftadır yazdığım yazılarda ele aldım. Burada şimdi başka bir yanına değineyim.
Dünyada kitlesel demokrasiyle hak arayışlarını sadece sol bağdaştırdı. İşçi hareketinin kitlesel boyutları demokratik bir talebin kitlesel ölçeğe ulaşması şeklinde yorumlandı. Dolayısıyla işçi hareketi demokrasi hareketi olarak görüldü. Ama işçiler bakımından yaşanan siyasal gerilemeler demokrasinin de gerilemesine yol açtı.
Sonuç bugünkü sonuç. Yapılan gösteriler, karar protestoları kitlesel parti siyaseti değil. Bir etik, entellektüel, elit hareketi. Çok önemli, elzem ama gerçek bu. Hatta bu hareketler bildiğimiz manada liberal hareketler de değil. Eğer kitleselleşirse, parti siyasetine dönüşürse Amerika'da dünya da değişir.
Daha çok şey var söyleyeceğim...
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
- ‘Sondan bir önceki’ yazı... (01.09.2017)
- Kasketten atlete... (30.08.2017)
- ‘Sol’dan ‘sos’a: Bir ayrışma ihtiyacı (28.08.2017)
- Türkiye’de Macron olmak... (25.08.2017)
- Kılıçdaroğlu aday olmazsa... (23.08.2017)
- Türkiye Avrupa’nın ortasında... (21.08.2017)
- Sıradan faşizm ve radikalizm ihtiyacı... (18.08.2017)
- Gecikmiş ırkçılık hayreti... (16.08.2017)
- Üniversite yerleştirmeleri üstüne... (14.08.2017)
- Bir tatil sonrası düşünceleri... (11.08.2017)