Bildiğimiz dünyanın sonundaki terör...
Buna Gramsci, çok yazdık, çok söyledik, 'eski öldü, yeni henüz doğmadı' diyordu. Bu çok alıntılanan 'Hapishane Defterleri'nden yapılan bu alıntının devamı hep yanlış ifade edilir. Ben doğrusunu yazayım: 'bu geçiş döneminde (interregum) birçok ölümcül semptom ortaya çıkar' ('a great variety of morbid symptoms appear').
Türkiye'nin içinde yaşadığı dönemin bu tanıma uygunluğunu bir yana bırakalım. Dünya, diyorum, 1980'lerden beri, olmadı, 11 Eylül'den bu yana tam da böyle bir düzen içinde: eski öldü, yeni doğmadı ve ölümcül semptomların sayısız çeşidini görüyoruz etrafta.
Böylesine kanlı bir terör eyleminden sonra insanlar farklı tepkiler bekliyor. O tepkiler de gösteriliyor. Gene ölüm kokan ve savaş haykırışları içeren o tepkilere elbette katılmıyorum. Anlasam da katılmıyorum. Anladığım için büsbütün katılmıyorum.
Eğer 'gerçek sonrası' (post-truth), bugünkü dünyada, 2016'da en çok kullanılan sözcük olmuşsa bu bir tesadüf değildir. Herkes kendi meşrebince yorumlar, haklıdır, ben de işte şöyle yorumluyorum: gerçek sonrası demek, içinde yaşadığımız şartlarda, bilemediğimiz bir dünyadayız demektir. O dünyanın içinde bulunduğumuzu bize anlatır, 'gerçek sonrası' kavramı. Sonunda gerçeğin somut ama aynı zamanda göreceli bir şey olduğunu düşünelim. Demek ki, şimdi, tüm somutlukların ve hatta göreceliliklerin dışında bir alanda bulunuyoruz.
Halbuki bu yanlıştır, tepeden tırnağa yanlıştır, çünkü her terör eylemi o pozisyonların yitirilmesine ve yeni bir düzene geçilmesine kapı aralar. Bu terörün iç çelişkisidir. Herkes terörle bulunduğu yeri yitirmiş, başka bir noktaya ulaşmıştır ve o ulaşılan noktada, terör, bizzat ona başvuranlar tarafından bile devre dışı bırakılmıştır. Herkesin diline pelesenk ettiği İrlanda ve Bask bunun en yakın örnekleridir.
Bildiğimiz dünyanın sonundaysak da bu gerçeği bilmek gerek...
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
- ‘Sondan bir önceki’ yazı... (01.09.2017)
- Kasketten atlete... (30.08.2017)
- ‘Sol’dan ‘sos’a: Bir ayrışma ihtiyacı (28.08.2017)
- Türkiye’de Macron olmak... (25.08.2017)
- Kılıçdaroğlu aday olmazsa... (23.08.2017)
- Türkiye Avrupa’nın ortasında... (21.08.2017)
- Sıradan faşizm ve radikalizm ihtiyacı... (18.08.2017)
- Gecikmiş ırkçılık hayreti... (16.08.2017)
- Üniversite yerleştirmeleri üstüne... (14.08.2017)
- Bir tatil sonrası düşünceleri... (11.08.2017)