Dönen tekere çomak sokmak
Akparti'nin, çok güçlü bir iktidar partisi olarak son zamanlarda uygulamalarına yöneltilen eleştirel yaklaşımlara fazla tepki gösterdiğini belirtmiştim.
İktidar partisinin duyması gereken özgüvenle bağdaşmıyor bu düzeydeki bir tepki. Parti tepkisini muhafazakârlığın özgüllüğüne (spesifik olmasına) bağlıyor. Bir manada muhafazakârlığı koruyup kapatıyor. Bu da muhafazakârlığı diyalogdan koparıp, onu, popüler doğasına yabancılaştırıyor, bürokratikleştiriyor. Fikrim ve değerlendirmem böyle.
Zamanla ikinci evresine geçer. Buna ideolojik evre diyorum. Bu dönemde nispeten katılaşır. Bir uygulamaya dönüşür. İlkelerini tayin eder. Kendisini tanımlar. Kadrolaşır.
Buna bir üçüncü evre eklersem o dönemde de bir doktrine dönüşür ve bürokratik bir noktaya varır.
Rus devrimi de, Çin devrimi de, İran devrimi de bu aşamalardan geçmiştir. Kemalist devrim haydi haydi geçmiştir.
Nedeni bu gelişmenin çok basittir aslında. Hemen hemen hiçbir büyük toplumsal hareket dört başı mamur doğmaz. Bu hareketler, evet, toplumsal oluşumların ve tarihin bir sonucudur. Ama ya bir askeri darbedir, ya bir liderlik hamlesidir. İkinci evrede ortaya çıkan o bürokratikleşme sürecinde, taşıyıcı kadro ve sınıf oluşturulur.
Bu derecede büyük bir hareket şimdi kendi ideolojik/ doktriner yapısını kuruyor. Muhafazakârlığın ne olduğunu tanımlıyor. İlkelerini koyuyor. Onu estetik alandan gündelik hayat pratiğine kadar uzanan geniş yelpazede nasıl 'yaşayacağını' kitlelere belirtiyor.
Hâlâ bir taban hareketi, bir ekonomik büyüme ve sosyal güvenlik süreci, hâlâ müthiş bir siyasallaştırma girişimi olduğundan kitlesel desteğini en üst düzeyde muhafaza ediyor. Hâlâ modernleştirme işlevini sürdürüyor. Kitleleri dönüştürmeye devam ediyor.
Ama bu dönen tekere çomak sokmaktır.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
- ‘Sondan bir önceki’ yazı... (01.09.2017)
- Kasketten atlete... (30.08.2017)
- ‘Sol’dan ‘sos’a: Bir ayrışma ihtiyacı (28.08.2017)
- Türkiye’de Macron olmak... (25.08.2017)
- Kılıçdaroğlu aday olmazsa... (23.08.2017)
- Türkiye Avrupa’nın ortasında... (21.08.2017)
- Sıradan faşizm ve radikalizm ihtiyacı... (18.08.2017)
- Gecikmiş ırkçılık hayreti... (16.08.2017)
- Üniversite yerleştirmeleri üstüne... (14.08.2017)
- Bir tatil sonrası düşünceleri... (11.08.2017)