Yeni dünya ve Koç...
Neredeyse 20 yılı bulan köşe yazarlığımı izleyenler bilir. Doğrudan kişileri ve açıklamalarını ele alan yazılarımın sayısı beşi-onu bulmaz. Bu yazı onlardan biri.
Koç'un görüşlerini önemsiyorum. İki nedenden ötürü. Birincisi, Koç grubu Türkiye ekonomisinin % 10'unu üretiyor. Bu grubun en tepesindeki kişinin görüşleri bahusus önemlidir. İkincisi, bu grup Türkiye'de spekülasyonlara konu olmuştur. Bunları birinci elden (öznel değerlendirmeleri de işin içine katarak) izlemek ve aktarmak yararlıdır.
Çözüm çok kültürlülüğün, çoğulculuğun, demokrasinin, kapsayıcılık ve temel insan haklarının tüm toplumlar için tartışmasız değerler olması.
İkinci değerlendirme odağı Türkiye ve bölge. Bu konuda da Koç'un ilginç görüşleri var. Batının OD'yi ve Türkiye'yi anlamadığını, Türkiye'nin hassasiyetlerini kavramadığını belirtiyor.
Bu çok önemli bir görüş. Bugüne değin Türkiye'deki yüksek iş çevrelerinden böyle bir 'okuma' pek görülmedi. Umarız Harvard'dan geldiğini söyleyen Koç ve o aynı günlerde Washington'da bulunan TÜSİAD yetkilileri Amerikalı ilgililere bu dikkati aktarabilmişlerdir.
Koç, Türkiye'nin bölgede oynadığı rolü ayrıca önemsiyor. Türkiye'yi büyük, önemli ve güçlü bir ülke olarak gördüğü kuşkusuz. Bölgede değişimin Türkiye modeli doğrultusunda gerçekleşeceğini öngörüyor. Türkiye'nin bölgedeki olaylara kaçınılmaz bir şekilde müdahil olması gerektiğini belirtiyor. Ama Türkiye'nin bölgedeki diğer ülkelerden ayrıştığını da söylüyor. Bunlar gene üstünde durulması gereken, Koç'un ağzından çıktığı için de ayrıca önem kazanan görüşler.
Gördüğüm kadarıyla Koç 'yeni dünya' kavramını içselleştirmiş. Umarız bu görüşleri kendi referans grubu içinde de Türkiye'de de yankı bulur, üstünde düşünülür bunların. Anlaşılan, diyaloğa her düzeyde daha fazla ihtiyaç var.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
- ‘Sondan bir önceki’ yazı... (01.09.2017)
- Kasketten atlete... (30.08.2017)
- ‘Sol’dan ‘sos’a: Bir ayrışma ihtiyacı (28.08.2017)
- Türkiye’de Macron olmak... (25.08.2017)
- Kılıçdaroğlu aday olmazsa... (23.08.2017)
- Türkiye Avrupa’nın ortasında... (21.08.2017)
- Sıradan faşizm ve radikalizm ihtiyacı... (18.08.2017)
- Gecikmiş ırkçılık hayreti... (16.08.2017)
- Üniversite yerleştirmeleri üstüne... (14.08.2017)
- Bir tatil sonrası düşünceleri... (11.08.2017)