Kur’an sanatı...
Smithsonian ile öteden beri devam eden bir ilişkim vardır. Bu sergiyi düzenleyen yani 'küratörlüğünü' yapan kişiyi, Massumeh Farhad'ı bilirim. İran asıllı Amerikalı bir Oryantalist, İslam sanatı uzmanıdır. Serginin, yakın dostum, bir yerde İslam sanatı kavramının 'mucidi' ve bu alanın banisi Prof. Oleg Grabar'ın anısına ithaf edilmiş olması ayrıca bir lezzetti.
Sergi Koç grubunun sponsorluğunda gerçekleştirildi. Ali Koç ev sahipliği yaptı. Ali Koç, iki etkinlikte bulundu. Önce serginin açılışında bir konuştu. O konuşmada İslam ve Batı konusunda önemli şeyler söyledi. Daha sonra gazetecilerle bir basın toplantısı düzenledi. Orada da çeşitli gözlem ve yorumlarını aktardı.
Ben de bu nedenle iki yazı yazacağım. Bu yazıda sergiyi ve önemini ele alacağım. Çarşamba yazısında da Ali Koç'un görüşlerine değineceğim.
Koç'un belirttiği gibi İslam dünya nüfusunun % 25'inin dini ve elbette ulvi değerler etrafında biçimlenmiş bir din. Fakat Koç da, başkaları da, İslam'ın hâlâ Batıya 'anlatılamadığını' veya Batı tarafından yanlış anlaşıldığını söylüyor.
Burada bir çelişki hem var hem yok. İslam, Haçlı Seferleri'nden gelen bir bilinç dışı dürtüyle başka bir konuma yerleştirilebilir Batı muhakemesinde. Bunu anlarız ama kabul etmeyiz.
İkincisi, bugünkü dünyada İslam bir defa daha 'dar-ül harb' bağlamında görülüyor. Onu da anlarız ama gene kabul etmeyiz. İslam'ı 'cihad'la, cihadı terörizmle bütünleştirmek sadece belli bir bakış açısının güdümlü tercihidir. Birileri öyle yapıyor diye bütün dini ve tüm Müslümanları aynı nazarla ele almak dediğim gibi ancak öyle istendiği içindir. Ama gerçekçi değildir.
Mevzuat bu tür sergilerin hızla gerçekleştirilmesine engeldir. İyi ki de öyledir. Bu derecede değerli bir koleksiyonun yurt dışına götürülmesi ciddi ve cesur bir karardır. Sergideki 61 parça eserin 47'si İslam Eserleri Müzesi'nden nakledilmiş. Kararı alanları da verenleri de kutlarız.
Her bakımdan önemli, görkemli, işlevsel bir sergiydi. Keşke üç aydan daha uzun sürse. Tüm emeği geçenleri kutlarım.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
- ‘Sondan bir önceki’ yazı... (01.09.2017)
- Kasketten atlete... (30.08.2017)
- ‘Sol’dan ‘sos’a: Bir ayrışma ihtiyacı (28.08.2017)
- Türkiye’de Macron olmak... (25.08.2017)
- Kılıçdaroğlu aday olmazsa... (23.08.2017)
- Türkiye Avrupa’nın ortasında... (21.08.2017)
- Sıradan faşizm ve radikalizm ihtiyacı... (18.08.2017)
- Gecikmiş ırkçılık hayreti... (16.08.2017)
- Üniversite yerleştirmeleri üstüne... (14.08.2017)
- Bir tatil sonrası düşünceleri... (11.08.2017)