Pazartesi günü, koyu İslamcıların da koyu Kemalistlerin de Lozan'dan ideolojileri bağlamında rahatsız olduklarını belirttim. Yani, Lozan gerçeklerle vepratikle ele alınmaktan çok ideolojik yaklaşımlarla değerlendirilir.
Bu durum tarihyazımı (historiography)gerçeğiyle taban tabanazıt değildir. Tarih ideolojikbir anlayışla yazılır.
Tarih yazımı ideolojik bir dokuya sahiptir.
Bizde biraz daha öyledir. Çünkü, modernsiyasal düşünce bizde hâlâ pragmatik değil romantik bir zihniyete sahiptir. Popülizmimiz de oradan kaynaklanır.
***
Şimdi gelelim Lozan tartışmalarının yapısal analizine ve bu konuda öne sürülen temel iddialara.
Bir, daha önce özellikle Yunanistanve İtalya arasında gidip gelmiş ve elimizden1912-13'te çıkmış Adalar meselesiLozan'da tartışılmamıştır. ('Bu adalarLozan'da verilmiştir' ifadesi yanlıştır ve yaygınbir hatadır. Verilenler vardır (Meis) amaana mesele 'alınmayanlar'dır.)İki, Lozan, Boğazlar sorununu çözmemiştir.
Çözüm Montreux'ye kalmıştır. Kemalistler bunu Lozan'ın nihai bir anlaşma olmadığını göstermek için sık sık vurgular.
Üç, Hatay sorunu gene 1937'de halledilmiştir.
Kemalistlerin Lozan eleştirisi için getirdikleri bir başka kanıt budur.
Dört, Musul meselesi Lozan'da bırakılmış, daha sonra çözülmüştür. Tüm kanatlar bu durumdan rahatsızdır. Kemalistler, Atatürk'ün de rahatsız olduğunu, Musul'da biraz hak iddia edince İngilizlerin Şeyh Saitisyanını çıkardığını belirtir.
Beş, İslamcılar bakımından en önemli konu Lozan-Hilafet ilişkisidir. Bu görüşte olanlar Lozan'ın İngiltere tarafından kabuledilmesi (ve sonuçlanması) için Hilafetinkaldırıldığını belirtirler ki, üstünde durulması gereken, geniş ölçüde doğru bir tezdir.
Elbette Kemalistleri hilafeti kaldırmaya iten başka amiller de vardır ama bu iddianın güçlü dayanaklarının olduğu muhakkaktır.
***
Şimdi bunları toparlayayım.
İslamcıların eleştirisi hakkında daha fazla ne söyleyebiliriz? Musul meselesi, Adalar meselesi (Limni'nin alınmaması/unutulması ve daha neler neler), hilafet başlı başına bir yekûndur.
Beni asıl ilgilendiren Kemalistleregelince, onlar burada ikiye ayrılır. Kemalizmi ve Mustafa Kemal'i antiemperyalistbir güç odağı olarak gören birçevre vardır. O kesim 'Gazi'nin güce bağlıolarak yayılmacı olmasa da iddiacı vemüdahaleci bir siyaset izleyeceğini düşünür. Ulusalcı kanat bu görüşü savunur. Attila İlhan'dan Doğu Perinçek'e kadar bir dizi insan günü geldiğinde Yunan adalarının alınacağını, Musul üstünde hak iddia edileceğini belirtir, ama açık ama kapalı.
Bu çevre İnönü'yü suçlar. Onun içine kapalı, sınırlarının ötesini düşünmeyen bir siyasetçi olduğunu savunur. Yabancılara üs vermekten tutun da Arap dünyasında daha hâkimiyetçi bir politika izlememesine kadar her şeyi şiddetle eleştirir. Yani, Kemalistlere göre Kemalizm, Atatürk veİnönü türleri olarak ikiye ayrılır. Lozan da bu iki tür tarafından farklı farklı ele alınır.
Bütün bunlardan sonra, işte, diyorum ki, Lozan, sadece belgeler ve zabıtlar üstünden izlenecek bir tartışma değildir. Bir tarihtartışması değildir. Bir ideoloji ve zihniyet tartışmasıdır. Kemalistleri bile bölmüş bir konudur.
E o zaman biz de biraz daha tartışalım.
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.