Moody's Türkiye notunu açıkladı ve kıyamet koptu.
Aslında ekonomiyle ilgili yakın dostlarım için de, onlardan dinlediklerimle benim için de sürpriz olmadı. Kısacası bekleniyordu bu sonuç.
Notun düşürülmesiniaz çok beklediğimdenşaşırmadım ama ardındanTürkiye'de başlayan'siyasaldır' yaklaşımıbeni gülümsetti.
İçimden iki şey söyledim. Önce 'malumuilam' ('ilan' değil) dedim. Sonra da 'ha şunu bilseydik...'
***
Aslında bu iki söylediğim birbirinin aynı olmasa bile birbirini tamamlayan kavramlar. Büyük notkuruluşlarının ne derecede politik oldukları, olabilecekleri artık bütün dünyanın bildiğibir gerçek ve bu konuda yapılmış filmler var. Son 2008 Amerikan ekonomik krizinde not kuruluşlarının etkisi, manipülasyonu şimdi başlı başına bir tartışma konusu.
Daha ileri gitmeden hemen belirteyim ki, evet, doğrudur, bu kurumlar manipülasyon yapar, yapmaktadır ama hepsi bu kadar değil. İşin teknik yanları da söz konusudur. Nitekim bu işleri daha iyi bilen BakanMehmet Şimşek'in verilecek en iyi cevapyapısal reformlardır demesi son derecedeönemli. Gerçekten de Türkiye'nin kısa süredeyeni ekonomik hamlelerle ortaya çıkmasıgerekiyor.
***
Şimdi gelelim 'siyasaldır' feryatlarına. Elbette siyasaldır bu karar, başka ne olacaktı? Ama bunda şaşacak bir şey yok. Zaten Türkiye, şu veya bu kanat ve kesimleriyle, Batının bizimle bizim Batıyla ilişkimizi siyasal bir ilişki olarak nitelendirmiyor mu? Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Amerikalılarla yaptığı son temaslarda sergilediği tutumun, girdiği tartışmaların tümü, o ülke ve yönetimin Türkiye yaklaşımlarındaki 'siyasal' boyuta gösterilmiş bir tepki değil mi?
Bu gerçek ortadayken ve Türkiye daha işin başından itibaren Batının yaklaşımını, mesela AB'nin sürdürdüğü tutumu, tepeden tırnağa, kökü çok daha öncelere giden 'siyasal' bir tavır olarak nitelendirirken şimdi Moody's tarafından açıklanan notu 'siyasaldır' diye karşılamanın, nitelendirmenin, yermenin anlamı olamaz. Saflık sayılır.
İşler bu noktaya gelmişken ve buraya varacağı belliyken, yapılması gereken yakınmak değil. Zaten yakınıyoruz. Zaten tutumun manasını, kapsamını biliyoruz.
***
Bu şartlar altında Türkiye'nin yeni birpolitika geliştirmesi şart.
Yeni bir politikanın koşulları herhalde biri daha kolay (ama zor) diğeri daha zor(ama kolay) iki noktaya istinat etmelidir.
Birincisi, Türkiye, Batı tarafından, bilhassa 15 Temmuz sonrasında bizim içeride bildiğimiz hususlar hiçe sayılarak ele alınıyor. Tutuklamalardan işten çıkarmalara kadar uzanan geniş yelpaze Batı tarafından bir paralel örgüte karşı sürdürülen mücadeleden çok farklı bir gözle değerlendiriliyor. Bunun aşılması şart. Ve itiraf edelim, bugüne kadar bu konuda yapılanlar hiç mesabesindedir. Bunun anlatılması gerek. O arada da Türkiye'nin hukuk ihlalleri yapmayan bir ülke olarak davranması şart. Kolay amazor dediğim budur.
İkincisi, Batıyla olan ilişkimizin 200 yılıaşkın tarihidir. Bu ilişkiyi yeni bir raya, hemde bu hükümet eliyle, oturtmanın zamanıgeldi geçiyor. Yeni ilişkinin parametreleriayrıca konuşulmaya muhtaçtır. Ama zorunludur.
Türkiye Batı tarafından OD'lu görülenama OD'ya bırakılmayan, bilhassa ODİslamilişkisinden koparılmak istenen birülkedir. Bilhassa bu husus bir kere daha irdelenmedir. Yeni bir Batı politikasına geçilmelidir. Zor ama kolay dediğim de budur.
O zaman Moody's de diğerleri de notunu değiştirecektir.
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.