Türkiye biraz eksildi: İzak Alaton
Nitekim, tam o dönemde, demek ki, 1992- 93, CHP yeniden açıldı.
Kısa süre sonra da SHP'yi yuttu, Murat Karayalçın, 'birleşme' diye başlayan bu trajik hamlesiyle bu ideolojiyi Türkiye'den kazıdı. Önce 90'ların korkunç atmosferine sürüklendik, ardından da sol tüm ülkeden, tüm zihinlerden kazındı gitti.
İşte o sıralarda İzak Bey'i de bir toplantıya davet ettik geldi. Bir konuşma yaptı. Sosyal demokrasinin neden önemli olduğunu, kendi ifadesiyle, bir 'kapitalist' olarak anlattı. Çok etkilenmiştim.
Konuşmasından sonra yorumlar yaptım. Toplantı bittiğinde dost olmuştuk.
Daha sonra onu hep izledim. Herkesten farklı düşünen, yeniliklere açık, sadece yatkın olmakla kalmayan, onların bir an önce temellenmesi için elinden geleni yapan biriydi. Hayat hikâyesi de bunu doğruluyordu. İsveç'e gitmiş, diller öğrenmiş, kaynakçılıktan başlamış, büyük bir sanayi şirketi kurmuştu. Bunlar tesadüfen olacak işler değildi.
Gene o yıllarda dişe diş bir mücadele veriyordu TÜSİAD'da ve demokratik bir anayasanın zeminini oluşturmak için çalışıyordu.
Aman Allahım... Babası, İstanbullu bir zat. İşi gücü var. Her akşam çıkınca yazıhanesinden Halkevleri'ne gidiyor. İnsanlara ücretsiz ve kendisi de tek kuruş almaksızın Fransızca öğretiyor.
CHP'li. Kemalist. Ülkesinin geleceğine inanan bir insan.
Günü geliyor ve tarihimizdeki kara değil kapkara, katran karası, kömür karası Varlık Vergisi kaya gibi gelip çarpıyor, diğer yüzlerce insan gibi ona da. Kendisini Aşkale'de buluyor.
İzak Bey, oradan saçları bembeyaz, hayata, her şeye küsmüş bir enkaz olarak döndüğünü belirtiyordu. Kardeşi İzak Bey'in, başka olayların da üstüne gelmesiyle Türkiye'yi terk edip yurtdışına gidiyor.
TV'de bunları dinleyince kendisine bir mektup yazdım. O da bana uzun bir mektupla yanıt verdi. En son, yaş günü nedeniyle düzenlenen törende karşılaştık. Gene bu bahisleri açtım.
Bilir misiniz, onca dağdağaya rağmen bana dönüp 'bu ülke bana her şeyi verdi' dedi.
Aldıklarını aklına bile getirmiyor, onları yanlış yönetimlerin yanlış tutumları sayıyordu. Başka türlü paylaşma esaslı sosyal demokrasiye ne diye akıl ve gönül yatırsındı?
İzlediğim hastalığından sonra vefat haberi geldiğinde 'Türkiye biraz eksildi' dedim.
Daha ne diyeyim...
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
- ‘Sondan bir önceki’ yazı... (01.09.2017)
- Kasketten atlete... (30.08.2017)
- ‘Sol’dan ‘sos’a: Bir ayrışma ihtiyacı (28.08.2017)
- Türkiye’de Macron olmak... (25.08.2017)
- Kılıçdaroğlu aday olmazsa... (23.08.2017)
- Türkiye Avrupa’nın ortasında... (21.08.2017)
- Sıradan faşizm ve radikalizm ihtiyacı... (18.08.2017)
- Gecikmiş ırkçılık hayreti... (16.08.2017)
- Üniversite yerleştirmeleri üstüne... (14.08.2017)
- Bir tatil sonrası düşünceleri... (11.08.2017)