Terör dünyasında yaşıyoruz. Bu terörüniçinde yaşamaktan daha farklıve fazla bir şey. Çünkü, artık bütündünya, nereden, ne zaman geleceği belirsizbir terör kuşkusuyla karşı karşıya, iç içe. Kuşku gerçekten daha fazlasıdır. Hem gerçeğedayanır hem de ondan fazlasını üretir.
O terör gelip bir kere daha Türkiye'ninkapısından içeri girdi. Sarsıcı, kahredici birşekilde 42 kişinin yaşamınıaldı götürdü. Birçokboyutu olan bu 'yeniterörün' ne olduğunu iyikavramak gerek.
***
Bu terörü ben birkaç boyutla tanımlıyorum. Birincisi odaksız olması. Eskiden bildiğimiz örgütler bildiğimiz ülkelerle ve bağlantılarıyla terör ilişkisi kurardı. Filistin KurtuluşÖrgütü İsrail'le vuruşurdu. IRA, İngiltere'yle; ETA, İspanya'yla. Bugünse bütün dünya 'sath-ı mücahede.' İkincisi, bugünkü terör sınır tanımıyorsamilliyet de tanımıyor. Düşünün ki, beyaz ve Katolik anne babadan doğmuş, o kültürden geçmiş Fransızlar, İngilizler gidip IŞİD'e giriyor ve kendilerini canlı bombaya dönüştürüyor. Bu terörün saldırıdüzeyinde sınırı olmadığı gibi örgüt vekimlik düzeyinde de sınırı yok.
Üçüncüsü, emir- kumanda zincirininalabildiğine belirsiz ve gizli olduğu bir örgütlenmeanlayışından bahsediyoruz. Yatayörgütlenmiş, medyaların imkânlarınıkullanan, yeni çağın teknolojisi kadarbelirsiz ve uçsuz bucaksız bir dünyayeni terörün dünyası.
Dördüncüsü ve belki de en önemlisi, bütün bunların toplamı olacak şekilde, akışkan bir terör bu. Bulduğu her yere sızıyor, her yeri işgal ediyor. Sınırsızlıktan daha fazla bir şey bu. Öyle olduğu için de bir 'hayalet' yaratıyor. Bütün hayaletler gibi korkuyla ve belirsizlikle yüklü bir durum bu. Siber dünyanın siber oluşumları.
***
Bunlar genel olgular. Şimdi gelelim IŞİDmeselesine. IŞİD, çünkü bu parçalanmış,bitmiş, boşalmış OD'de örgütlü tek güço. Uluslararası literatürde IŞİD'i 'örgüt' değil,aynen kendisini adlandırışıyla 'devlet' olarakgörenler de var. Para basan, ekonomisi olan,bir devletin neredeyse tüm kurumlarına sahipve daha da ötesi dünyanın en büyük güçleriyledişe diş mücadele eden bir örgüt. Nesöylenecekse, bu gerçekten hareketle biçimlendirilmeli...
Son mesele Türkiye. Bu ülkenin teröre odak seçilmesinin dünya kadar nedeni var. Suriye'de yaşananlar başı çekiyor. Patlayan OD gelip Suriye'ye dayandı. İsrail'le şimdi bitirilen politika, Rusya ile aramızın bozulması gibi sebepler elbette IŞİD'in Türkiye'de kol gezmesine ayrıca imkân tanıdı. Böylesi bir örgütün kendisinden başka ülkelerin istihbaratlarıyla işbirliği yapmadan hareket edeceğini düşünmek safdillik olur. Neticede ilan ettiği 'darül harb'ın içinde bir yerde duruyor Türkiye de.
Tek başına 'terörü önlemek' diye bir olgu yok artık. Bu gerçeğe uyanmak gerekir. İnternet gerçeği ne ise bugün terör gerçeğide odur. Ötesine geçmek olanaksız. Geriyekalan şart terörü meydana getiren koşullarıortadan kaldırmaktır.
Ama o koşullardan söz ederken bir gerçeği daha tespit etmeli: terör sadece öldürdükleriyle, ortaya saldığı korkuyla değil, demokrasiye indirdiği darbeyle de hayatımızı ikiye biçiyor. Güvenlik artık demokrasinin önüne geçiyor. Demokratik haklardanferagat etmemiz istenecek.
O nedenle şimdi karşımızda bir değil ikiterör birden duruyor. 'Yeni dünya' maalesefbu!
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.