Kukla arıyorlarmış
En son Davutoğlu'ndan inciler dinledik. Bir protokol yapılacakmış. Her karar beraber alınacakmış. Önemli bir devlet kurumuna atama mı yapılacak? Şak diye çıkartacaklar protokolü. Tak diye boynunu eğecekmiş her kimse o kazanan aday. Hayaller... Hayaller... Kılıçdaroğlu neye bulaştığının farkında mı bilmem de işler gittikçe kontrolden çıkıyor.
Olmaz ya hadi diyelim ki, böyle bir "kukla aday"la seçim kazandılar. Yine olmaz ya diyelim ki, o da bu protokole uyacakmış. İnsan bunları söylerken azıcık olsun utanıp sıkılmaz mı?
Her şeyden önce bu açık bir Anayasa ihlalidir. Yürütme organının üzerinde veya arkasında veya önünde bir "politbüro" kurmaktır. Ülkenin seçilmiş hükümetine müdahaledir. Hukuksuzluktur. Sovyet modelidir. Bu isimler açıkça Anayasa'yı çiğneyeceklerini söylediklerinin farkındalar ama umurlarında bile değil.
Yüzlerce toplantı yapıp, son 9 saatlik toplantıda seçime 4 ay kala kendi ifadeleriyle "istişare ve çalışmalara" başlamak için ancak karar alabilen ve tek derdi ganimet paylaşmak olan bu isimlerin hukuk, devlet, vatandaş gibi bir derdi olmadığını sanırım herkes anladı. Ama biz yine de buraya not edelim: Seçime sırf kendi kişisel faydalarını hesaplayan ve hukuksuzluk, kaos vaat ederek giden bir muhalefetimiz var.
Daha da önemlisi, bu siyasi bir ahlaksızlıktır. Demokrasinin en temel ilkelerini çiğnemektir. Demokratik meşruiyete aykırıdır. Elli kişilik partiler, masada kaptıkları bir koltuk sayesinde ülkeyi yönetecekmiş. Aslında demeye çalıştıkları budur.
İşte bu altılı masanın neden bu ülkede seçim kazanamayacağının da göstergesidir. Benim vatandaş olarak tek bir oyum var. Gider onu yönetmesini istediğim kişiye atarım. Ama altı kafadar benim, yani milletin iradesini çiğneyecekmiş. Bunu da şimdiden ilan ediyorlar. Ya arkadaş, ben zaten bu ülkeyi senin yönetmeni isteseydim sana oy verirdim. Ülke genelindeki oy sayıların da ellide kalmazdı.
Bütün bunlara rağmen hâlâ bu masadan ümidi olanlara da şaşıp kalıyorum.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
- Koridorun da ötesine geçen bir etkinlik (07.10.2023)
- Terörün farklı yöntemleri (05.10.2023)
- Liberal demokrasiden geriye ne kaldı? (03.10.2023)
- Sivil Anayasa mümkün (02.10.2023)
- Menendez çok da önemli değildi (30.09.2023)
- Zengezur koridoru ve Türk dünyası (28.09.2023)
- CHP’de herkes haklı (26.09.2023)
- Daha adil bir dünya mümkün (25.09.2023)
- Blöf mü, değil mi? (23.09.2023)
- Tesla fabrikası otomobil endüstrisine katkı sağlar (19.09.2023)