Yerli ve milli hava gücü
Önümüzdeki aralık ayında ilk Türk jet uçağı Hürjet'in ilk uçuşunu gerçekleştirmesi bekleniyor. Sırada bekleyen irili ufaklı ATAK II helikopteri gibi başka projeler de mevcut. Türkiye'nin savunma sanayiinde yaptığı yatırımlar hızla meyvelerini veriyor.
Yıllar boyu F-35 konusunu tartıştık. ABD, F-35'leri vermediğinde Türkiye'nin önümüzdeki yıllarda bölgesinde hava üstünlüğü konusunda sıkıntılar yaşayabileceğini düşündük. Projeden çıkartıldığı için maddi kayba uğradığına hayıflandık. Parasını ödemiş olsak da uçaklarımızın verilmediğine haklı olarak öfkelendik.
İNANINCA VE ÇALIŞINCA OLUYOR
Ama hepsinden kıymetlisi kendi savaş uçaklarımızı yapmak zorunda olduğumuza ve daha da önemlisi yapabileceğimize inandık. Bence bu sürecin en kıymetli sonucu da buydu. ABD'nin Türkiye'ye yönelik cezalandırma niyetli politikası, Türkiye için ciddi bir fırsata dönüştü. Cumhurbaşkanı'nın ifadesiyle, kötü komşu Türkiye'yi ev sahibi yapmaya devam ediyor.
Meğerse, siyasi irade birçok ezberi altüst edebiliyormuş. Çalışkan bir bürokrasi ve üretken bir mühendislik yapısı sayesinde çok kısa bir süre içinde çok uzun bir mesafeyi katedebiliyormuşuz. Meğerse ne kadar imkânımız varmış. Siyasi kararlılık ve bürokratik istikrar, Türk mühendislerinin önünü açınca en uç teknolojiler bile yakalanabiliyormuş. Türkiye, hepimizi gururlandıracak ve güven verecek bir aşamaya geldi. Bundan sonrası sadece zaman alır.
F-35 İLE F-16'LAR ANLAMSIZ
Halihazırda geldiğimiz noktaya bakarsak artık Türkiye'nin F-35 defterini haklı olarak kapattığını düşünüyorum. On yıllarca hava kuvvetlerini üzerine inşa edeceğimiz bir sistem olacaktı. Ve belki de milli hava gücümüzü geciktirecekti. Şimdi bütün kaynaklarımızı kendi uçak sanayiimize yatırabiliriz.
Açıkçası artık F-16 meselesinin bile kapatılabileceği kanaatindeyim. Zaten F-16 bir ara çözüm gibiydi. Milli Muharip Uçak üretilene kadar savaş uçağı ihtiyacını karşılamak içindi. Ancak Türkiye'nin üretim hızını gördükçe ara çözümün bile gereksiz olabileceği düşüncesine kapılıyor insan. Dahası ABD'nin F-16 konusunda da tutarlı olmadığını, bilerek geciktirdiğini ve belki de hiç vermek istemediğini, sadece Türkiye'yi oyaladığını düşünüyorum. ABD'nin bu uçakları ancak Türkiye'nin ihtiyacının kalmadığını anladığı aşamada, Türkiye'yi milli projelerinden vazgeçmeye ikna etmek için vermeye çalışacağını düşünüyorum. O nedenle her halükârda asıl enerjimizi kendi uçaklarımıza vermemiz gerektiğine inanıyorum.
Tabii ki müzakerelere devam edebiliriz. Nasıl Amerikan tarafı bizimle müzakere ediyormuş gibi yapıyor fakat bizi oyalamaya çalışıyorsa, biz de müzakere ediyormuş gibi yaparak aslında kendi işimize odaklanmaya devam edebiliriz. F-16 ve F-35 istiyormuşuz zannetmeye devam etsinler ki, kafamızı karıştıracak ve bizi de işimizden edecek tekliflerle gelmesinler.
Türkiye bu saatten sonra tek delikli kuruşunu bile Amerikan mallarına değil yerli ve milli sistemlerine yatırmalı. Madem yapabiliyoruz. Zaman alsa da sabırla bekler, inatla çalışırız.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
- Koridorun da ötesine geçen bir etkinlik (07.10.2023)
- Terörün farklı yöntemleri (05.10.2023)
- Liberal demokrasiden geriye ne kaldı? (03.10.2023)
- Sivil Anayasa mümkün (02.10.2023)
- Menendez çok da önemli değildi (30.09.2023)
- Zengezur koridoru ve Türk dünyası (28.09.2023)
- CHP’de herkes haklı (26.09.2023)
- Daha adil bir dünya mümkün (25.09.2023)
- Blöf mü, değil mi? (23.09.2023)
- Tesla fabrikası otomobil endüstrisine katkı sağlar (19.09.2023)