Erdoğan, BM’de umut aşıladı
İsrail Başbakanı'ndan İngiliz Başbakanı'na, Ürdün Kralı Abdullah'tan FIFA Başkanı'na kadar birçok isimle BM'nin hemen karşısındaki Türkevi'nde görüştü. Türkevi arıkovanı gibi işledi. Bazen misafirlerin asansör kapısında karşılaştığı bile oldu. İsrail Başbakanı çıkarken Japon Başbakanı giriyordu. Resmi heyet üyeleriyle yaptığımız görüşmeler esnasında edindiğim izlenime göre görüşmeler başarıyla geçiyor. Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu'na görüşmelerin nasıl geçtiğini sorduğumda cevabı "Çok yoğun ve çok iyi" şeklinde oldu. Türkiye'nin özellikle Ukrayna Savaşı esnasında ortaya koyduğu dış politika, birçok ülkenin Türkiye'ye daha ciddiyetle yaklaşmasını ve yakınlaşmasını sağlamış diyebiliriz.
Dahası Batı medyası, ne kadar göz ardı etmeye çalışsa da özellikle tahıl koridoru ve Özbekistan'daki Putin- Erdoğan görüşmesi sonrasında Erdoğan'ın ortaya koyacağı mesaja dikkat kesilmişti. Mesela konuşmanın sabahında otelde izlediğim birçok Amerikan kanalı, Erdoğan'ın konuşmasının yakından takip edileceğini dile getiriyordu.
Erdoğan'ın salı günü BM Genel Kurulu'nda gerçekleştirdiği konuşma ise yine BM'ye anlam katan nitelikteydi. BM'nin içinin gittikçe boşaltıldığı bir dönemde Erdoğan'ın bu umut aşılayan, adalet ve barış tesisi için öneriler sunan söylemi şüphesiz kıymetli. Yıllarca yaptığı gibi yine "Dünya beşten büyüktür" ve "Daha adil bir dünya mümkündür" sloganlarını dile getirdi. Uluslararası sistemdeki adaletsizlikleri anlattı. Barış ve istikrara olan ihtiyacı dile getirdi. Bunlara ek olarak da Türkiye'nin yaptığı katkıları anlatırken büyük güçlerin maalesef kendi çıkarları uğruna uluslararası sistemdeki adaletsizlikleri görmezden geldiklerini söyledi.
Son birkaç yıldır olduğu gibi Erdoğan kürsüde yine görseller kullandı. Tahıl koridoru anlaşması çerçevesinde İstanbul Boğazı'ndan geçen ilk geminin, Suriye'nin kuzeyinde Türkiye tarafından inşa edilen briket evlerin ve son olarak da geçen hafta Yunan sahil güvenlik güçlerinin botlarını batırması sonucu vefat eden 9 aylık Asım bebek ve 4 yaşındaki Abdülvahap'ın resimlerini gösterdi. Türkiye'nin elinden geldiğince barış ve adaleti savunduğunu, fakat büyük güçler kayıtsız kaldığı için BM'nin öncü bir rol oynayamadığını anlattı.
Bütün bunlardan dünya sistemi adına önemli bir dönüşüm çıkmaz ve bu umursamazlık devam eder diye düşünüyor olabilirsiniz. Erdoğan ve heyeti de tabii ki bu durumun farkında. Fakat Erdoğan yıllarca doğru bildiğini dile getirmekten hiç çekinmedi. Ve fırsatını buldukça hem iç siyasette hem de dış politikada kendi dönüştürücü katkısını sundu. Ve her iki alanda da önemli dönüşümlere imza attı. Dahası, bu söylemi canlı tutmak bile Türkiye'nin dış politikasının meşruiyet zeminini inşa etmek için oldukça önemli.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
- Koridorun da ötesine geçen bir etkinlik (07.10.2023)
- Terörün farklı yöntemleri (05.10.2023)
- Liberal demokrasiden geriye ne kaldı? (03.10.2023)
- Sivil Anayasa mümkün (02.10.2023)
- Menendez çok da önemli değildi (30.09.2023)
- Zengezur koridoru ve Türk dünyası (28.09.2023)
- CHP’de herkes haklı (26.09.2023)
- Daha adil bir dünya mümkün (25.09.2023)
- Blöf mü, değil mi? (23.09.2023)
- Tesla fabrikası otomobil endüstrisine katkı sağlar (19.09.2023)