Cumhurbaşkanı Erdoğan, Birleşmiş Milletler Genel Kurulu için geldiği New York ziyaretini tamamladı. Erdoğan hem Genel Kurul'da bir konuşma yaptı hem de çok sayıda ikili görüşme gerçekleştirdi. İsrail Başbakanı'ndanİngiliz Başbakanı'na,Ürdün KralıAbdullah'tan FIFABaşkanı'na kadar birçokisimle BM'nin hemen karşısındakiTürkevi'nde görüştü.Türkevi arıkovanı gibi işledi.Bazen misafirlerin asansörkapısında karşılaştığı bileoldu. İsrail Başbakanı çıkarkenJapon Başbakanı giriyordu.Resmi heyet üyeleriyleyaptığımız görüşmeleresnasında edindiğim izlenimegöre görüşmeler başarıylageçiyor. Dışişleri BakanıMevlüt Çavuşoğlu'nagörüşmelerin nasıl geçtiğinisorduğumda cevabı "Çokyoğun ve çok iyi" şeklindeoldu. Türkiye'nin özellikleUkrayna Savaşı esnasındaortaya koyduğu dış politika,birçok ülkenin Türkiye'yedaha ciddiyetle yaklaşmasınıve yakınlaşmasını sağlamışdiyebiliriz.
Dahası Batı medyası, ne kadar göz ardı etmeye çalışsa da özellikle tahıl koridoru ve Özbekistan'daki Putin-Erdoğan görüşmesi sonrasında Erdoğan'ın ortaya koyacağı mesaja dikkat kesilmişti. Mesela konuşmanın sabahında otelde izlediğim birçok Amerikan kanalı, Erdoğan'ın konuşmasınınyakından takip edileceğini dile getiriyordu.
Erdoğan'ın salı günü BM Genel Kurulu'nda gerçekleştirdiği konuşma ise yine BM'ye anlam katan nitelikteydi. BM'nin içinin gittikçe boşaltıldığı bir dönemde Erdoğan'ın bu umut aşılayan, adalet ve barış tesisi için öneriler sunan söylemi şüphesiz kıymetli. Yıllarca yaptığı gibi yine "Dünyabeşten büyüktür" ve "Daha adil bir dünyamümkündür" sloganlarını dile getirdi. Uluslararası sistemdeki adaletsizlikleri anlattı. Barış ve istikrara olan ihtiyacı dile getirdi. Bunlara ek olarak da Türkiye'nin yaptığı katkıları anlatırken büyük güçlerin maalesef kendi çıkarları uğruna uluslararası sistemdeki adaletsizlikleri görmezden geldiklerini söyledi.
Son birkaç yıldır olduğu gibi Erdoğan kürsüde yine görseller kullandı. Tahıl koridoru anlaşması çerçevesinde İstanbulBoğazı'ndan geçen ilkgeminin, Suriye'ninkuzeyinde Türkiye tarafındaninşa edilen briketevlerin ve son olarak dageçen hafta Yunan sahilgüvenlik güçlerinin botlarınıbatırması sonucuvefat eden 9 aylık Asımbebek ve 4 yaşındakiAbdülvahap'ın resimlerini gösterdi. Türkiye'nin elinden geldiğince barış ve adaleti savunduğunu, fakat büyük güçler kayıtsız kaldığı için BM'nin öncü bir rol oynayamadığını anlattı.
Bütün bunlardan dünya sistemi adına önemli bir dönüşüm çıkmaz ve bu umursamazlık devam eder diye düşünüyor olabilirsiniz. Erdoğan ve heyeti de tabii ki bu durumun farkında. Fakat Erdoğan yıllarca doğru bildiğini dile getirmekten hiç çekinmedi. Ve fırsatını buldukça hem iç siyasette hem de dış politikada kendi dönüştürücü katkısını sundu. Ve her iki alanda da önemli dönüşümlere imza attı. Dahası, bu söylemi canlı tutmak bile Türkiye'nin dış politikasının meşruiyet zeminini inşa etmek için oldukça önemli.
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.