Önemli oyuncuların yokluğu bir tarafa, stat atmosferinin konsantrasyonu etkilediği, soğuk hava nedeniyle ısınma problemlerinin çıkabileceği, sakatlıklara açık bir maçtı. İstanbulspor'un ligdekipozisyonu, Fenerbahçe'yimaçın net favorisi haline getirsede, yukarıda saydığımızekstra dinamikler, maçı sürprize açık hale getirebilirdi. Ta ki; Fenerbahçe'nin "karakter" koyan oyuncuları böyle bir seçeneğe izin vermeyene kadar. CengizÜnder bu kez bayrağı taşıyan oldu. Attığı dört gol bir yana, önemli olan yedirdiği golün sorumluluğunu alıp, sahaya hırsını koymasıydı. Daha önce eleştirdim Cengiz Ünder'i, "Al-yat moduna mı geçtin?" diye yazdım. Eleştirinin başladığı yer, dün yaptıklarının yüzde 10'unu bile göstermemesi… Oyuncu "Ben buradayım" diyen klasıyla, Fenerbahçe taraftarlarının kendisini kucaklamasıyla yüceldi bu maçta.
İstanbulspor'un Fenerbahçe defansının "sarsaklığının" peşine düştüğünü, net pozisyonlar bulduğunu da ekleyelim. Tadic ve Dzeko iyi sinyaller vermediler. Cengiz attığı gollerin yanı sıra Dzeko'yu da sürekli aradı paslarıyla. Doğrusu; takım hep onu görmeye çalıştı. Kuvvetli de değildi, formda da. Tadic, şupenaltı işinden vazgeçmeli. İsmail Kartal arkasında duruyor. Doğrusunu da yapıyor. Ama kaçan, ya da kaçmak üzereyken gol olan bu atışların şanssızlıkla alakası yok. Kötü penaltı atıyor Tadic. Hakem VolkanBayarslan'ın gördüklerini analizle ilgili problemlerisürüyor. Uzatmalarda VAR hakemi de kendisine katıldı, İsmail Yüksek'e yapılan faulü veremedi. O yüzden TFF-MHK tartışılıyor.
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.