Bu sefer istekli önde baskı veya amansız orta saha presinden bahsetmeden yorumlayacağız Fenerbahçe'yi… Ustalarını devreye sokarak problemleri çabuk çözdü. Ve yine klasik "sakarlıklarını" göstererek de golleri yedi. Önemli ve başarılı maçlar sonrasındakidurgunluk üstlerindeydi.Maç öncesinde Jesus da durumun altınıçizdi. "Çok koştuk, iki gün boyuncada tedavi olmaya çalıştık" dedi maçöncesinde. Başakşehir çok zordu, arkasındanRennes geldi. İkisinde de mücadeledozu o kadaryüksekti ki, bumaça ne kadar"nefes" kaldı,kimse bilmiyordu
Ferdi, takımın üstündeki bezginliği hemen attırdı. Boş koşular, bindirmeler ve penaltıyı gerektiren hamlenin sahibi olarak bir anda karşılaşmanın kararına "hüküm" koydu. İrfan Can'ın tepeden tırnağa "Messi kokan" golü ile de İstanbulspor'un direncini kırdılar. Emre Mor sürekli olarak kalabalığın içinden çıkmaya çalışırken kaybetti topları. Batshuayi penaltıda iyi vuramadı ama gol oldu. Kornerden gelen topta set kendisi için kurulmuştu; hakkını verdi. Son anlarda oyun sıkışmışken kendini gösterdi; bir asist, iki dakika sonra bir gol daha… İstanbulspor'un ikinci golü,sezon başından beri yapılan"Fenerbahçe'nin gol yemesi içinne olması lazım?" tartışmasınıbitirdi. Osayi topu kaptırdı, Arao golpasını veren oyuncaya faulü yapmadı.Altay'ın ayağı kaymasa belki bunuda pozisyon olarak konuşurduk amarakibin "yedi kez ofsayt" bayrağınabaktığı, birkaç tanesini de hakemindevam ettirdiğini eklemeliyiz.
Beş gollü, görkemli bir galibiyet Fenerbahçe adına. Ama geçmiş maçların yorgunluğunu- yıpranmasını da en çok hissettiği 90 dakikaydı. Dediğimiz gibi,ustalar üzerlerinedüşenleriyaptılar,Fenerbahçeadına rahat birgalibiyeti puan cetvelineyazdırdılar.
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.