Milli maç aralarının takımlara getirdiği durgunluğa ilk çare, ev sahibi olmak. Değilseniz, istikrarı korumak. İsmail Kartal'ın Kayseri'deki ilk 11'inde, son maçın kahramanı Pelkas yoktu.Sakatlandığında "eyvah" denilenFerdi de yedek kulübesindeydi.Szalai, Novak'a bırakmıştı yerini. Ne orta sahanın taşları ile oynadı Kartal, ne de ön taraftaki oyuncuların pozisyonlarıyla. Ayrılığı, özleme çevirip, oyun ezberlerini hatırlamalarını bekledi.
Devre bittiğinde 12 şutun, 11'i ceza sahası içindendi Fenerbahçe adına.İrfan Can'ın muhteşem golüylefark üçe çıktığında, artık başka biroyuna döndüler. Tempoyu düşürdüler, rakibi izlemeye aldılar, Bundan sonrasında "akıloyunları" başladı. Mesut Özil ve Ozan Tufan'ın"kadro dışı" kararının ardından,komplo üreticilerin hedefiİrfan Can ve Mert Hakan olmuştu.Tereddütsüz aldılar formalarını, terlerinisakınmadılar. İrfan'ın Rossi'ye yaptığıasist, "büyük oyuncu" ile "iyi oyuncu"arasındaki farktır. İzlediğinizde nedemek istediğimi anlayacaksınız.
Bir başka açıdan değerlendirirsek, kırılma anı aslında Emrah Başsan'ın frikiğini Altay'ın direk yardımıyla kurtarması. Skor 1-1'e gelebilir, maçın mental dengeleri bir anda değişebilirdi. Dörtmaçtır mağlup olan bir takımınağır baskısında çok faullü oynadıKayserispor. Pozisyon bulamadılar, pozisyon verdiler ve dakikalar ilerledikçe "yaparız" duygusunu da kaybettiler.
Genç bir takım için kazanarak yol almak, her şeyin önünü açıyor. İsmailKartal ilk golü bulduğu duran topsetleriyle hemen her maçta takımınıgolün eşiğine de getiriyor. Helal olsun hocaya…
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.