İlk maçında oyuncuların yerleri ve görevlerini değiştirse de ruhlarınıfarklılaştırmayı başaramamıştı İsmail Kartal. Sadece kendi alanında kalıp, beşli savunmasıyla direnmeyi tercih eden Antalyaspor'u atılan gole kadar tehdit bile edemediler. Rakibindengesini sarsacak defansarkası koşuları da üretemediler, kanat akınlarıyla etkili değillerdi. Topa bu kadar sahip olup, böylesine yararsız kullanmak da başlı başına bir başarı aslında. Yetenekli oyuncuları "sıradan" hale getiren bu görüntü içinde, Antalyaspor kendi planları kusursuza yakın uyguladı. Sahada çok çalışmış, isteyen ve yapmaya çalışan bir takım ile, birbirinden uzaklaşan ve güvenemeyen bir başkası mücadele ediyordu sanki. Değişikliktabelasıkalktığında Mesut Özil'in "Benmi?" diye sorması bile durumunacilliğini gösteriyor. İyi oynadığınısanıyordu. Sadece Sosa'nın omuzlarınayüklenen oyun planına, ikinci forvetgibi görevlenen İrfan Can'dan da yeterlidestek gelmedi. 70 dakika "sıfır"şutta kalmış bir takımın ofansifbölümü, tam bir "metaverse" yaşıyorlardı. Olan bir yerde, "olmayanlar" olarak varlardı. İsmail Kartal kısa zaman içinde direnme duygusunu takıma verdi. Sırasıyla sorumluluk ve inancı da getirecektir takıma. Berke'nin sakatlığı bu ağrılı sezonun bir başka gelişmesi. Kazanma alışkanlığını kaybeden ve bunu sorun edinmeyen oyuncularını tekrar futbolun içine alması gerekiyor.
Çarşamba günkü Kadıköy gecesi bu yüzden çok önemli. Fenerbahçetaraftarı yeni hocasını sahiplendiğini,oyunculara da vazgeçmediklerinigöstermeli. Artık mücadelearma için yapılacak çünkü.
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.